Paul Copan'dan NKEA Alıntıları
''Natüralizm, inanç-oluşturan mekanizmalarımıza güven telkin etmez. Hatta natüralizmin, rasyonelliğin ve objektif ahlaki değerlerin var olduğuna dair inancımızı baltalama potansiyeli bile vardır. Eğer inançlarımız (ahlaki veya epistemik) Darwinist evrimin hayatta kalma şansını-güçlendirici yan ürünleri ise, haysiyete, haklara ve yükümlülüklere sahip olduğumuzu veya rasyonel bir şekilde düşündüğümüzü nasıl düşünebiliriz ki? Diğer yandan tanrıcı bir bakış açısı, hayatta kalmamıza zerre katkı yapmasa bile, ahlaki (ve rasyonel) doğruları bilebildiğimize dair güven telkin eder.'' (Din Felsefesi, Paul Copan , sayfa 193)
''Her gün, temel çıkarımlar yapabilmek ve kendimizi doğruya doğru yönlendirebilmek için rasyonel yetilerimizi kullanırız. Duyularımızla sağladığımız algıları temelde güvenilir kabul ederiz. Genel ahlaki sezgilerimizin çoğunlukla güvenilir olduğunu var saymaya meylederiz. Ancak eğer üremek ve hayatta kalmak için doğuştan donanımlandırıldıysak, bu durumda mantığımızın, duyusal algılarımızın ve ahlaki sezgilerimizin sorgulanması gerekir. Böylesi bir şüphecilikle ilgili skandal nokta şudur: Bel bağladığım idrak yetilerim, güvenilmezlikleri şüpheci argümanımın bir sonucu olan yetilerimdir (Plantinga 2000: 219.). Mantık yürütüşüme güvenemeyeceğim sonucuna ulaşmak için, güvenilir bir mantık yürütme süreci gerçekleştirdiğimi varsayarım. (Din Felsefesi, Paul Copan , sayfa 192)
''Dolayısıyla, insanların doğaları itibariyle değerli olduğuna inanabiliriz ve bu da homo sapiens türünün hayatta kalmasına yardımcı olabilir, ama bu inanç bütünüyle yanlış olabilir. Tam bir inançla ahlaki yükümlülüklerimiz olduğuna inanabiliriz ve bu inanç hayatta kalmamıza yardımcı olabilir, ancak bu inanç bü tünüyle yanlış olabilir. İradelerimizin özgür olduğu ve seçimle rimizin fark yarattığı inancına sahip olabiliriz, ancak yine ciddi bir yanılgı içinde olabiliriz. Eğer doğa bizi, belli inançları, hayatta kalma şansını-güçlendirici değerleri nedeniyle körü körüne kabul etmek üzere doğuştan kurguladıysa bu durumda bu inançların doğruluk-statüsüne erişim şansımız olmaz. Hayatta kalmamıza yardımcı olabilirler belki, ama doğru veya yanlış olup olmadıklarını nasıl bilebiliriz?'' (Din Felsefesi, Paul Copan , sayfa 192)
''Ruse ve benzerlerinin aksine objektif ahlaki değerlerin var olduğunu öne süren natüralist içinse, sorulabilecek uygun soru şudur: Eğer savaşmaya, beslenmeye, kaçmaya ve üremeye çalışan, natüralist evrimin ürünlerinden öte bir şey olmayan canlılarsak, bu durumda aklımıza güvenebilir miyiz? Charles Darwin de bu soruyu kendine dert edinenlerdendi: Daha basit hayvanların zekasından türemiş insan aklının inançlarının herhangi bir değeri var mı ya da zerre kadar güvenmeye değer mi; bu korkunç şüphe içimde sürekli baş gösteriyor. Herhangi biri bir maymunun aklının inançlarına güvenir miydi, tabi eğer böylesi bir akılda her hangi bir inanç varsa? (Darwin 1887: 315-16) Evrimsel süreç, güçlü olmak ve hayatta kalmak ile ilgilenir, doğru inançla değil. Natüralist evrime ilişkin problem, yalnızca objektif ahlakın baltalanıyor olması değildir; rasyonel düşünce de zarar görür. İnançlarımız (ahlaki veya epistemik) hayatta kalmamıza yardımcı olabilir, ancak doğru olduklarını düşünmemiz için ortada sebep yoktur (Mavrodes 1986: 219).'' (Din Felsefesi, Paul Copan , sayfa 190)
''Dahası, akli yapımızı güvenilir bir Tanrı yaratmışsa eğer, bu durumda bu yetilerin güvenilirliğinden sürekli şüphe etmek yerine, onlara genel olarak inanmak için çok daha fazla sebebimiz var demektir (zaman zaman bazı şeyleri yanlış algılasak bile). Gerçekte yetilerimize güvenmek üzere tasarlandığımız için sürekli olarak onlara güven eksikliği duymamız, algısal işlev bozukluğunun bir işaretidir (Plantinga 2000: 185).'' (Din Felsefesi, Paul Copan , sayfa 184)