Dinsel Deneyim - Carl Gustav Jung


 

"Dinsel deneyim mutlaktır.Tartışılmazdır. Tek söyleyebileceğiniz, hiç böyle bir deneyim yaşamadığınızdır, karşınızdaki de şunu söyler : “Ama, ben yaşadım.” Ve tartışmanız burada sona erer. Tüm dünya din konusunda ne düşünürse düşünsün, dinsel deneyim yaşamış biri, kendisine hayat, anlam ve güzellik kaynağı olan ve dünyaya ve insanlığa yeni bir parlaklık veren büyük bir hâzineye sahip olmuştur. Barışa kavuşmuştur. Böyle bir hayatın yasal olmadığını, böyle bir deneyimin geçerli olmadığını ve böyle bir pis-tis’in sadece sanrı (ilüzyon) olduğunu hangi ölçüte (kritere) dayanarak söyleyebileceksiniz? 

Aslına bakılırsa, nihai şeyler konusunda, yaşamanıza yardım eden unsurlar dışında daha iyi bir gerçek var mıdır ki? İşte bu nedenle, bilinçdışı aklın ürünü olan sembolleri dikkate alıyorum. Çağımız insanının eleştirel aklını sadece bunlar ikna edebilir. Bunlar, çok eski moda nedenlerden dolayı ikna edici özellik taşımaktadır. Semboller ezici bir etki yaratır. Bir nevrozu tedavi eden şey, nevroz kadar ikna edici olmalıdır ; ve nevroz son derece gerçek bir şey olduğu için, nevroza yardımcı olacak deneyim de eşdeğer gerçeklikte olmalıdır. Kötümser açıdan yaklaşıldığında ise,tedavi edici deneyimin çok gerçek bir sanrı olması gerekir. Peki, gerçek bir sanrıyla iyileştirici bir dinsel deneyim arasındaki fark nedir? Fark, sadece kullanılan kelimelerdir. 

Örneğin şöyle söyleyebilirsiniz : hayat, çok kötü sonuçları olan bir hastalıktır, ölümle sonuçlanıncaya kadar uzun yıllar ayak sürüyüp durur; veya, sıradanlık, genelleşmiş bir yapısal hatadır; veya insan, ölümcül derecede aşırı büyük bir beyne sahip bir hayvandır. Belirtilen bu düşünce tarzı, hazımsızlık çeken ve sürekli homurdanan kişilere özgü bir ayrıcalıktır. Nihai şeylerin ne olacağını kimse bilemez. Bu nedenle, her şeyi başımızdan geçtiği ve yaşadığımız şekliyle almalıyız,kabul etmeliyiz. Ve eğer, bu tür deneyimler, sizin ve sevdiklerinizin yaşamını daha sağlıklı kılıyor, daha çok güzelleştirip, daha tam ve doyurucu hale sokuyorsa, güvenle şunu söyleyebilirsiniz : Bu, bana tanrının bir lütfudur.” 

[ Carl Gustav Jung / Psikoloji ve Din , sayfa 113-114]