DEPREMLER, DAĞLAR VE KUR'AN MUCİZESİ (!) Videosuna Cevap

 







Yazar:Tehafutulfelsefe

İddia 1 











CEVAP1


Sözde vermiş olduğunuz mucizelere cevapları 'da biz bu zamana kadar ki yayınlarımızda çürüttük.Uzmanlık alanı olmadığı halde madem ders vermeye kalkmışlar o zaman niçin Celal Şengör Prof.Dr.Caner Taslaman'ın karşısına çıkıp haddini bildirmiyor(!),Kuran ve jeoloji konusunda tartışalım davetlerinden niçin kaçıyor yoksa KORKUYOR MU ?
Bakalım yazıda Allah'ın (haşa) jeoloji bilgisini sorgulayan zat'ın Jeoloji ve MANTIK bilgisi ne kadar mış.

İddia 2












Cevap 2
Kuran'da aynı zamanda dağların hareket ettiği ve bulutlar gibi yer değiştirdiği söyleniyor(Neml, 88). Demek ki yeri sabitlemek başka, hareket etmek başkadır. Bir arabanın arka kasasını sabitlersin, ama araba giderken dengede kalır. Gömleğin düğmesini sabitlersin, ama sen hareket edersin, gömlek de hareket eder. Aslında bunu açıklamak gerekli miydi, çocuğa anlatır gibi?

(Ayrıca Bu Konu Hakkında Okunabilir.

(12) 13:4 ve 16:15 ile ilgili açıklamalarda da geçtiği gibi, üzerinde barındığımız yerkabuğu levhalar halinde yaratılmıştır ve bu levhalar sürekli olarak hareket halindedir. Yılda birkaç santim seviyesinde cereyan eden bu hareketlerin sonucunda kıt’alar kayar, dağlar yaratılır, ovalar açılır, yeryüzü biçimlenir. Heybetli dağlar, böylece, kızgın madenlerden meydana gelmiş bir deniz üzerinde bir yandan yüzer, bir yandan da şekilden şekle girer—tıpkı gökteki bulutların hareketi ve şekillenmesi gibi. Şu farkla ki, saatin ibresi birinde dakikaları, diğerinde jeolojik çağları saymaktadır.
(
Ümit Şimşek Meali Neml 88. Ayet Açıklaması)




Gelelim Fay hatları iddiasına Dağlar fay kırıklarının bir yaranın kapanması gibi, kapanmış halidir. Yani iki levha birbiriyle kaynaşınca, üst üste biner ve dağ olur. Dağ olmasaydı, deprem kırık iken daha çok olacaktı. Yani dağ olması, depremi azaltıcı bir sebeptir. Dağların deprem bölgelerinde olması daha mantıklıdır. Çünkü hiç deprem olmayan bir yerde dağların depremleri önlemesi saçma olurdu. Asıl dağlar, deprem hatlarında olmalıdır ki, onların "iyileşmiş şekli" denilebilsin.
1. Fay hatları dağ yapar.
2. Fay hatları deprem yapar.
3. Dağ deprem yapmaz.
4. Dağ fayın kapanmış şeklidir, depremi önler.

Dağların Depremi Önlediği' iddiasını inkar etmes aslında cahilliktir :) (Yazının Sonuna Koyduğumuz Makaleyi inceleyebilirsiniz.)

Ayrıca Sürekli Prof.Dr.Caner Taslaman ve Dr.Edip Yüksel'den örnek vererek Argumentum ad Hominem MANTIK SAFSATASI'nı yaptığının farkında bile olmadığı için yazının başındada dediğim üzere nasıl bir MANTIK Cahili olduğunu da bir kez daha ispatlamış olduk.
İddia 3
























Cevap 3


Arkadaşlar birçok dağ ve deprem örneği vermiş hala Anlayamamış herhalde 1-Askerler Teröristleri engeller 2-Teröristlerin olduğu yerde askerler var 3-Askerler Teröristleri engellemez. türünden bir mantık yürütme ile nereye varacağını anlayamadığım bir saçmalık daha biz zaten o bahsettiğin dağlık bölgelerde o fay hatlarına rağmen dağ olmasaydı o depremler daha yıkıcı olurdu diyoruz zaten aklını biraz çalıştır diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum. İddia 4
Cevap 4

Bu bölümün tamamını alıntılamadım birçok zırva hikaye mitoljik unsur doldurmuş sınavda hiç birşey bilmeyen çocuğun kağıt dolu gözüksün diye saçmalaması gibi
Bilim ve yaratılışın bu konudaki cevabını aktarıp geçiyorum:
Bazı kişilerin ikinci olarak öne sürdükleri nokta ise dağların yeryüzünün direkleri olmaları ve depremi önlemelerinin Kuran’dan daha önce Tevrat’ta, Çin kaynaklarında ve başka kaynaklarda da geçmesidir. Evet, geçebilir, hatta geçmelidir. Çünkü Allah birdir ve bu tür nimetlerini daha önceden değişik toplumlara peygamberler aracılığı ile bildirmesi ve öğretmesi normal bir durumdur. Kuran’da Allah’ın bunları ilk defa insanlara açıkladığı diye bir şey yazmaz. Fakat yinede diğer bazı milletlerin anlatılarında dağlar çivilere benzetilse de açık açık depremleri engelleme görevine rastlamıyoruz. Hz. Muhammed’in elinin altında da internet yoktu ki Çin literatürüne, Türk literatürüne ulaşsın da hem de doğruları seçerek alsın (!).

İddia 5









Cevap 5

Alman müsteşriklerin hocası olarak isimlendirilen (Bedevî 2003: 595) Nöldeke’ye göre cahiliye şiiri hicri birinci asrın sonuna kadar sözlü olarak (şifahen) rivayet edilmiş, râvîler bunu karşılaştıkları herhangi bir bilgin veya bedeviden sözlü olarak almış, bu asrın sonlarında yani Emevîler döneminde yazıya geçirilmiştir. Dolayısıyla bu şiirin bir bölümü gerçek olabilir fakat çoğu intihaldir (Nöldeke (1984): 8-10; Sezgin 1991: 27; Bedevî 1979: 17-20).

Ahlwardt cahiliye şiirinin hicrî ikinci yüzyılda yazıya geçirildiğini söyler. Bu dönemin şairleri ile bu şiirin toplanması ve tedvini arasında 150 yıllık bir zaman aralığı olup şiirler bu dilimde sözlü olarak rivayet edilmiş ve kaçınılmaz olarak bunlara tahrifler ve hatalar karışmıştır.

Tabi biz bu oryantalistlere katılmamız işimize gelirdi lakin ilmi namustan dolayı bu oryantalistlere katılmıyoruz çünkü Fuat Sezgin Hoca bu şiirlerin otantikliğini Bilimsel veriler ışığında ispatlamıştır Tabi bu her şiirin otantik olduğu anlamına gelmez ama tamamen reddetmenin bilimsel olmadığı anlamına gelir.(detay için:Tıklayınız|PDF )

Şimdi size Bu arkadaşların kaynak okuması yaparken nasıl seçmeci davrandıklarını gözler önüne sereceğiz .Bahsettikleri kaynakta bunu İbn Kesir'in El Bidaye'sinden almıştır. Şimdi El Bidaye'de bununla ilgili 2 rivayet var ama ateist arkadaşımız işine geldiği için El Taberaninin (çoğu islam alimi bunu esas alır) görüşünü nakletmek yerine kırmızı işaretli olan rivayeti esas alarak çürütmüş olduğunu iddia ediyor. ayrıca müthiş bir kaynak güvenirliği olmakla beraber(!) tersine akıl yürütme ile bu şiirlerin arasına sonradan Kuran ayetleri ile uyumlu ibarelerin karıştırılarak girebileceğini ise hiç göz önüne getirmiyor gerçekten üzücü.Verdiğimiz kaynakta da taberaninin nakilinde böyle bir ifade yer almamasına rağmen diğer nakilde yer alması bu anlatımların içine sonradan karışmış olma ihtimalini gözler önüne seriyor.(Tabi kaynak okumaları taraflı yapınca ortaya bu tarz fecaat ifadeler çıkması kaçınılmaz )








Sonuç Ateistlerin çelişki diye sunduğu şeylerin aslında çelişki olmadığı ve bilimsel mucize olduğu kanıtlanmıştır.



İleri Okuma ve İzlemeler için;