Nisa 34 üzerine kısa bir retorik
İSLÂMDA KADINA ŞİDDET VAR!
BU NASIL BİR DİN Kİ KADINLARI DÖVÜN EMRİ VERİLİYOR!
Bahsi geçen Nisa 34
konusunu elimden geldiğince anlaşılır ve kısa tutmaya çalışacağım. Ve kendi düşüncelerimi de katacağım.
Şimdi benim
anladığım üzere ayette 2 anlam var. Bunların 1.si darabe fiili olan uzaklaşmak
2.si dövmek anlamı.
Ben bu
ikisini de ayetler ve hadisler eşliğinde kendimce anlatacağım.
1. Anlatım:
Darabe
fiili:
Kur'an da
ilgili ayet meal olarak şöyledir;
Nisa Suresi
34. Ayet
“Baş
kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onlardan ayrılın/onları
yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat
ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir,
büyüktür.”
Gördüğümüz
üzere, ayette 3 yaptırımdan bahsedilmiştir:
1.
“fe izuhünne”(onlara öğüt verin).
2.
“vehcuruhünne”(onlardan ayrılın)
3.
“vedribuhünne”(onları dövün)
Şimdi son
yaptırımda; “Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu
çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir.
Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kur'an da
58 yerde geçiyor ve bağlamına göre farklı anlamlara geliyor.
Bu
anlamlara kısaca göz gezdirelim:
•Seyahat
etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa
Suresi, 101)
•Uzak
Tutmak/Ayırmak: (Zuhruf Suresi, 5)
•Dövmek: (Enfal
Suresi, 50; Muhammed Suresi, 27)
•Örnek
Vermek: (İbrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf
Suresi, 32 ve 45)
•Mahkûm
Olmak: (Bakara Suresi, 61)
•Açıklamak: (Rad
Suresi, 17)
Vs...
Gibi birçok
anlamların hepsi Kur'an’daki “darabe” kelimesine yüklenmiştir. Ki arapça da
"darabe" fiili arapçanın en çok anlamına sahip kelimelerinden
birisidir.
Harf
inkılabı ile dilimizden 60 bin kelime çıkarıldığı için arapçadan türkçeye
çevirince aynı anlamlar çıkmıyor, neden? Çünkü kelime yok, yani karşılığı olan
kelime dilimizde yok, doğal olarak yanlış anlaşılmalara sebebiyet veriyor.
İlgili bir
ayeti yazmak isterim:
•Onlarla
(eşiniz ile) iyi ve güzel geçinin! (Nisa 19)
İlgili bir
kaç hadisi de yazmak isterim:
• Bir
erkek, hanımını döverse, kıyamette onun davacısı ben olurum. [R. Nasıhin]
• Hanımını
dövenin, Kıyamette hasmı ben olurum. Hanımını döven, Allah ve Resulüne âsi
olur. [R. Nasıhîn]
•Kadınlarınızı
üzmeyin! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik
edin! [Müslim]
• Kadın,
zayıf yaradılışlıdır. Zayıflığını susarak yenin! Evdeki kusurlarını
görmeyin! [İbni Lal]
•Allah’ın
kulları olan kadınları dövmeyin!) [İbni Mace, Dârimî]
Ki
peygamberimiz (sallallahu aleyhi veselllem) bile eşleri ile anlaşamadığı zaman
bir kaç gün veya 1 ay süre boyunca yanlarından uzaklaşmış, bir yere çekilmişti.
Asla eşlerine elini dahi kaldırmamıştı, bu hâdiseden bile; orada dövün değil,
bir süre uzaklaşın anlamı olduğunu çok rahat anlayabiliriz.
[İlave örnek
olarak şunu da anlatmak isterim; günümüzde de gördüğümüz gibi; eşler
anlaşamadığı veya kavga ettiği zamanlar kadın bir süre baba evine gelir bir kaç
gün veya bir kaç hafta kalır, sonra eşi hatasını anlar, gelir özür diler,
barışırlar ve olması gereken hâle dönerler. Bu da o ayete güzel bir örnek
mesela.]
2. Anlatım:
Dövün
anlamı:
Yine ilgili
ayetin mealini yazayım;
Nisa Suresi
34. Ayet
“Baş
kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onlardan ayrılın/onları
yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat
ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir,
büyüktür.”
Burada
Allah Teâlâ anladığımız kadarıyla bahsediyor ki; bir kadın evlendi, daha sonra
ahlaksızlık yaptı veya yapıyor; Eğer bir kadın böyle yapıyorsa önce onlara öğüt
verin, "böyle böyle yapma, bu yaptığın ikimiz için de hayırlı değil"
gibi öğüt verin diyor. Bunu dinlemez de işi daha da yokuşa sürerse yataklarında
yalnız bırakın, yani aynı yatakta, kadın olması gerektiği hale dönene kadar
yatmayın, ayrı yatın, belki kendine gelir diyor. Bunların hiçbiri fayda vermez
de, en son çare kalırsa onları (tefsir olarak) "hafifçe" dövün diyor,
"hafifçe" dövmek ne demek? Canını acıtmadan, ruhunu incitmeden, uyarı
maksadında hafifçe dövün diyor, git ağzını burnunu kır demiyor! Ve aklı başına
gelir de artık sizi dinler, olması gereken hâle dönerse, onlara olması
gerektiği gibi davranın, bundan sonra böyle yollar aramayın diyor ve en sonda
da diyor ki; "Allah çok yücedir, çok büyüktür" yani burada da Allah
Teâlâ diyor ki; eğer sen benim sınırlarımı aşar, emrimin dışına çıkarsan bil ki
ben çok yüceyim ve çok büyüğüm diyor, yani benden kork diyor.
☆ Ki bu dövmekten kasıt, her işine geldiği gibi dövmek katiyen değil! Eğer kadın ahlaksız bir iş yapmış ise ancak o zaman bu ayet
uygulanabilir. Bu da evliliği korumak, ayrılma yoluna düşmemek için inmiş bir ayettir. Ama tabi kadın veya erkek ahlaksızlık yaptığı zaman veya
sağlıklı bir şekilde evliliğin yürütülemeyeceğini anladıkları zaman boşanma
hakkı da vardır, bu ayet ahlaksızlık yapıldığı taktirde, sadece boşanmak
istemeyen eşler için geçerlidir.☆
☆ Bir de şunu kesinlikle belirtmek isterim ki; ☆
Kadın ev
işi yapmak zorunda değildir!
İslâmiyette
kadına ev işi yapma yükümlülüğü yoktur! İslâmiyette kadının, çocuğunu dahi
emzirme yükümlülüğü yoktur, dilerse süt anne tutabilir, bu en doğal hakkıdır.
İslamiyette
kadının 3 işi vardır. 1 eşine sadık bir hanım olması 2 evladını hayırlı ve
islam üzere yetiştirmesi 3 ahlakından ve iffetinden ödün vermemesi. Kadının işi
bu kadar. Ama; âlimler kadının ev işi yapmasını eşine ikramı olarak
nitelendiriyor. Ki, sevdiği eşine yemek yapmayı, bulaşık yıkamayı çok gören,
yapmayan kadın da yoktur diye düşünüyorum.
Ama eğer
sen çıkıp da "eşim çamaşır, bulaşık yıkamadı, çocuğa bakmadı, yemek
yapmadı" diye döversen Allah seni cehennemde cayır cayır yakar da feleğin
şaşar!
Yazıya son
verirken yüceler yücesi Allah Teâlâ'nın iki Ayet-i Kerime'siyle noktayı koymak
istiyorum.
"İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur." Buruc/11
"Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır." Yasin/56
YAZAR: ATAYEZİD