HZ. MUHAMMED'İN ÇOCUKLARI VAR MIYDI? [Arif Tekin'in iddialarına cevap]
Bir iddialara cevap yazımıza daha hoş geldiniz Bugünkü yazımızda Arif Tekin(Bilinmeyen Yönleriyle Hz.Muhammed’in Ölümü, s.265-289) kitabında dillendirdiği iddialara cevap vereceğiz
1- Farz edelim ki
Zeynep, babası 30 yaşında iken doğdu ve peygamberlik yaşı olan 40'tan önce de
teyzesinin oğluyla evlendi. Arada 10 senelik bir ömür var ve
hemen onuncu yılda evlenmiş diye bir
bilgi de yok. Kim bilir belki daha erken evlenmiştir. Peki,
bu yaşta kocaya verilmesi nasıl açıklanabilir?
Üstelik Zeynep'in, babası 30 yaşında iken doğduğu açıklaması,
başta Diyanet'in terceme ettiği Tecrid-i
Sarih olmak üzere birçok İslami kaynakta geçmektedir.
Hz.Zeyneb ve Peygamberimizn diğer kızlarının evlilik yaşı hakkında
2- Peki nasıl olur da
Muhammed 33 yaşında iken Rukiye dünyaya gelir ve henüz peygamberlik
gelmeden (40'tan önce) onu Ebu Leheb'in oğluyla evlendirir?
Tam kırkıncı yılda evlendirildiğini
düşünsek bile kız o zaman ancak 7 yaşında oluyor. Ve nasıl
oluyor da din nedeniyle eski eşinden
ayrılan bu Rukiye'yi yine peygamber olmadan (40'tan önce)
Osman'a veriyor ve peygamberliğin
beşinci yılında (yani kız 12 yaşında iken) Osman'la birlikte
Habeşistan'a hicret ediyor ve bu sırada
Osman'dan hamile iken de yolda çocuk düşürüyor? Halife Osman
ile Muhammed hemen hemen
yaşıttılar, aralarında 1-5 yaş fark vardı. Kızcağız hicri
ikinci yılında vefat ederken, İslam tarihindeki
verilere göre 21 yaşındaydı. Kabul edelim ki bu kızla
Osman'ın evliliği peygamberlikten sonra olsun;
peki bu kadar yaş farkına ne diyeceğiz! Şunu hep
vurguluyorum: Osman, Muhammed'in yaşıtıydı ve
bu kızla kardeşi Ümmü Gülsüm de Osman'ın kadınlarıydı ve
doğum tarihleri de bellidir! İşte İslam'a
gönül veren müçtehitler, akademisyenler bu yaşı doğal
karşılıyorlar. Niye? Çünkü İslam'da bunun
somut örnekleri var: Muhammed'in 9 yaşındaki Ayşe'yi alması
ve 55-60 yaşlarında iken aldığı gencecik
Safiye, Cüveyriyye, Marya, Hafsa gibi. O yüzden İslami kesim
bunu sorun olarak görmüyor
O evlilikleri
videoda İsrafil hoca açıklıyor zaten benzetme olarak anadoludaki beşik kertmesi
gibi olduğunu
Yaş farkına ne
diyeceğiz diyor yahu o dönemki insanlar bir şeyler söylememişler toplum
normlarına göre gayet normal tarihi anakronizm ne demektir hakkında yazının
sonuna koyacağım bir okuyun lütfen akademisyenler vs niye doğal karşılıyorlar
demiş yahu sen anakronizm yapıyorsun adamlar alim oldukları için yapmıyorlar :
)) cahil cesareti de bu demek
3- Rukiye ölünce,
Muhammed, bu defa onun bir küçüğü olan Ümmü Gülsüm'ü Osman'la (dede
Osman'la) evlendiriyor ve bunu yaparken de Tanrı bana bu
konuda vahiy gönderdi diyor. Kaldı ki, o da
ablası Rukiye gibi daha önce Ebu Leheb'in bir diğer oğlu
Uteybe ile evlendirilmişti ve din engeli
yüzünden boşanmıştı. Bu kızlar Muhammed'indir desek (zaten
İslami kaynaklarda böyle yazılıyor), o
zaman bu işin içinden nasıl çıkılır?
Dikkat edilirse ben bunların yaşlarıyla ilgili en yüksek
olanı temel alıp değerlendirme yapıyorum. Daha
önce de belirtildiği gibi bunların peygamberlikten sonra
doğduklarını yazan önemli İslam tarihçileri de
var. Yineliyorum: Bu yoruma göre tüm bu çocukları, Hatice 55
yaşından sonra doğurmuştur, hem de
iki sefer ikiz doğurmak suretiyle diyen birçok İslam
tarihçisi var. (340) Bu menopoz (Menopause)
döneminde Hatice'nin bunları nasıl doğurduğunu, bunu aktaran
ve safça inanan tarihçilerden sormak
lazım. Daha önce de belirtildi: Hatice Muhammed'den evvel iki
sefer evlenmişti diye. Peki, genç yaşta
neden o kadar çocuğu evlendiği kişiler için de yapmadı; 55
yaşına gelince mi harekete geçti!
Biliyorum; yanıt hemen hazırdır: O Allah'ın peygamberidir, bu
yaşta Hatice'ye değil ikiz; üçüz de,
dördüz de ve daha fazlasını da Allah doğurtabilir demeleri
gayet mümkün ve nitekim de bunu
rahatlıkla söylüyorlar.
Dede Osman
gibi tabirler kullanarak okuyucunun algılarına oynadığını belli etmeseydi
problem yoktu yazının diğer kısmında da dediğim gibi anakronizm yapmazsanız
ortada problem felan kalmıyor.
Bu
uteybe ile evlilik hakkında İsrafil balcı hoca’nın ve sorularla islamiyetin
yeterli açıklamayı yaptığını düşünüyorum kısacası işin içinden çıkılamaz gibi boş
aforizmalar ile bir yere varılmıyor arif tekinnn
Hz.Haticenin
nasıl bu yaşta bu kadar çocuğu doğurduğu ifadesi ile alakalı da Prof.Dr.Ahmet
Güzel’in
HZ.HATiCE'NiN HZ.PEYGAMBER'LE
EVLiLiGi, ÇOCUKLARI VE AiLE HAYATI ÜZERiNE BiR DEGERLENDiRME makalesinden
alıntı verelim yani bu iddiayı ilk ortaya atan mal bulmuş bağribi arif değil
oryantalistler de daha önce bu tip iddialarda bulunmuş cevapları verilmiş
4- Hz. Fatma henüz Hz.
Ali ile evlenmemiş iken hem Ebubekir, hem de Ömer onu kendileri için
Muhammed'den isterler; ama o vermez. Gerekçe de şu: Kızım
küçük, aranızda yaş farkı var der ve
sonuçta Hz. Ali'ye verir. Peki, aynı Muhammed neden bu yaş
farkını diğer kızları için de göz önüne
almadı, onlara da yazık değil miydi? Göz önüne almadı...
Çünkü çocuklar onun değildi...
Bu
iddiada aşırı mantık yoksunluğu içeriyor yazarın diğer iddiaları gibi arada
nasıl bir illiyet kurduğuna şaşkınlıkla bakıyorum madem sorguluyoruz haydi hep
birlikte sorgulayalım
-hz.fatma’yı
istedikleri yaş diğer kızlarının evlendiği 12-15 yaşından daha küçük(bkz.balcı
videosu) olup olmadığına dair bir ibare var mı ?
-velev
ki çocuklar çok erken yaşta evlenmiş olduğunu kabul edelim peygamberin her iki
durumda da aynı kararı verme gibi bir zorunluluğu var mı
-haydi tamam arifçiğimin gönlü olsun bu zorunluluğu da kabul edelim o zaman
buradan çocukların onun olmadığı çıkarımı çıkar mı ? ya diğer çocuklarını
sevmiyorsa ya evlat ayrımı yapıyorsa(bunun böyle olduğunu kabul etmiyorum yanlış
anlaşılmasın sadece göz yumdu çocuğu değildi önermesinin yanlışlığını ortaya
koymak için farazi ifadeler kullanıyorum)
mesela 2 evladı olan bir baba diğer evladına çok iyi davranırken
diğerine kötü davrandığı durumlar ülkemizde de olmuyor mu o zaman biz diğer
evlatları üvey evlat mıdır diyeceğiz ? Her görülen sakallı dede midir ?
5- Yukarıda belirttim,
bir görüşe göre bu kızlar İslamiyet geldikten sonra doğmuşlardır. Bu durumda
kızların halife Osman ve Ebu Leheb'in oğullarıyla evlenmeleri
mümkün değildir. Hâlbuki yüzlerce
kaynak gösteriyor ki, bu evlilikler gerçekleşmiştir. Demek ki
bu görüşün ciddiye alınacak bir tarafı
yoktur
Zaten ciddi kaynakların
hiçbirinde böyle ifadeler yer almaz.Aksine ciddi kaynaklarda islamiyetten önce
doğdukları yazar Kendi kendine argüman
üretip onu cevap vererek Mantıkta straw man hatası denilen hatayı işliyorsun
biraz mantık çalış arifçiğim : ))
6- Eğer bu kızlar da
Muhammed'in ise, neden onlarla ilgili İslam literatüründe önemli bir kayıt yok!
Kaldı ki, erken de ölmemişler. Rukiye hicri ikinci yılında,
Zeynep sekizinci, Ümmü Gülsüm de
dokuzuncu yılında vefat etmiş. Muhammed de hicri on birinci
yılında öldürülmüş. Ama Hz. Fatma
hakkında sayılmayacak kadar hadis var; bunlar hakkında ise
hiçbir şey yok: Yetim oldukları belli. Nasıl
mı? Anlatacağım.
Aslında İslami kaynaklarda var olan bilgilere bakılınca, Hz.
Fatma dışında Muhammed'in çocuğunun
olmadığı fikri ağır basıyor. Çünkü Muhammed vefat edince
ondan birçok genç kadın dul kaldı. Örneğin
Ayşe 18 yaşında dul kaldı, Cüveyriyye, Safiye, Hafsa, Ümmü
Habibe, Ümmü Seleme, Zeynep b. Cahş...
Hep 20-35 yaşlarında kadınlardı. Peki, neden bunlardan
hiçbiri Muhammed'den hamile kalmadı da
(görüldüğü gibi yaşları uygun ve henüz menopoz devresi de
onlar için söz konusu değildi) Hatice o
yaşta bu kadar çocuk doğurdu hem de iki kez ikiz doğurmak
suretiyle!
Burada şu söylenebilir: Marya da Muhammed'den hamile kalarak
İbrahim adında bir erkek çocuk
doğurmuş. Hayır; Marya'nın doğurduğu çocuk (İbrahim)
Muhammed'den değildi. Nitekim
Muhammed Hz. Ali'yi görevlendirmiş, git hem Maryayı, hem de
onunla cinsel ilişkide bulunan kişiyi
öldür demişti. Daha sonra farklı bir formül bulunmuş, ikisi
de infaz edilmekten kurtulmuştu. Ben bu
olayı kanıtlarıyla birlikte başka bir kaynağımda anlattığım
için burada detayına girmiyorum. (341)
Bunu gündeme getirmekle, bu çocuğun Muhammed'den olmadığını
belirtmek istedim.
Yazar
her zamanki edepsizliğini buradada koruyarak dil-üslubunu sertleştirerek 14
yüzyıldır değişmeyen İnkarcı Münafık geleneğini sürdürüp Hz.Peygamberin o temiz
o pak hanımına iftira atmaktan çekinmiyor.Neyse cevaplayacağız önce Hz.Fatma ve
kaynaklar meselesine gelelim
1.Öncül:Kaynaklarda
çok fazla yer almayıyorsa evlatlıktır.
2.Öncül:Hz.Zeyneb,Hz.Rukiye,Hz.Ümmü
gülsüm kaynaklarda çok yer almıyor
3.Öncül:O
zaman bu kızlar evlatlıktır.
Şimdi bu
gülünç arif tekin argümanını inceleyelim benim eleştirim 1.öncüle olacak çünkü
1.öncülün geçersiz olduğunun ispatı ile birlikte 3.öncülün geçersiz olduğu net
bir şekilde ortaya konabilir.
Evet 1.öncüle
baktığımızda Kaynaklarda çok fazla yer almamasının sebebi olarak Peygamber’imizin
soyu Hz.Fatıma’nın soyundan devam ettiği
için doğal olarak meraklı Müslümanların(hadis ravi’leri) Seyyid ve Şeriflere
dedeniz hakkında valideniz neler söylüyordu yada felanca sahabe dedeniz
hakkında neler söylüyordu şeklinde sorular sorması ya da Hz.Ali’nin çok siyasi
bir şahsiyet olmasından dolayı doğal olarak onun Hanımı üzerindeki hadislerin
yoğunluk kazanmasına sebep vermiş olabilir bu yüzden 1.Öncül’de geçen
kaynaklarda çok fazla yer almıyorsa evlatlıktır önermesi mutlak doğru olmak
zorunda değildir.
Hz.Haticenin
40 yaşında nasıl o kadar çocuk doğurduğu iddiasını daha önce cevaplamıştık
zaten geçiyorum
Gelelim
Hz.Mariya Validemize attığı iftiraya Emine Peköz’ün HZ. PEYGAMBER’İN CÂRİYESİ MÂRİYE makalesinden alıntılayalım.
yazar
iddialarına devam ediyor bizde cevaplamaya devam edelim…
İddia
Biraz önce de belirttim, Hz. Fatma
dışında kalan bu kızlar (Zeynep, Rukiye ve Ümmü Gülsüm)
Muhammed'le Hatice'nin çocukları değildi.
Hatice'nin Hale adında bir kız kardeşi vardı. Bu kadın daha
önce biriyle evlenmişti; evlendiği kişinin de bir başka hanımından kız
çocukları vardı. Babaları ölünce
bunlar üvey annede (Hatice'nin kız
kardeşinde) kaldılar. O da vefat edince kızlar ortada sahipsiz kaldı.
Hatice'nin maddi durumu müsaitti ve bu çocukları yanına aldı. Hatice zengindi
ve kızlar ona yardım da
ediyorlardı. Hatice, Muhammed'le evlenince, Muhammed bir bakıma bu kızlara üvey
baba olmuştu.
(343) Araplarda o zamanlar üvey baba önemliydi. Nitekim Muhammed de bunu
Kur'an'ına ekleyerek
meşru hale getirdi, Tanrı buyruğu saydı. Nisa suresi 23. ayete göre, bir erkek
bir kadınla evlenmiş ve cinsel ilişki yaşamışsa, artık o kadının başka kocadan
kızlarıyla (varsa eğer) evlenemezdi. Bunlar üvey
evlat sayılırdı ve İslam terminolojisine göre bu durumda olan bir kıza 'Rebibe'
adı verilirdi, işte
Hatice'nin kız kardeşi Hale'den olan kızları Hatice'nin evinde oldukları için
böyle değerlendirilmiştir
Şimdi bu iddiaya Kevser ÖZDOĞAN’ın HZ. PEYGAMBER’İN ÇOCUKLARI isimli yüksek lisans tezinden alıntılayarak cevap verelim buradada özgün değil şii kaynaklardan razwy’den kopyalamış arif abi
Razwy kitabında “Emevilerin saray
tarihçileri, Hatice ve Peygamber’in altı
çocuğunun isimlerini Kâsım, Abdullah, Zeyneb, Rukıyye,
Ümmü Gülsüm, Fâtıma
şeklinde verir. Muhammed ve Hatice bu altı çocuğun
değil sadece üçünün yani Kâsım,
Abdullah ve Fâtıma’nın ebeveyni idiler. Çünkü Hatice
Muhammed’le evlenmeden önce
Zeyneb, Rukıyye ve Ümmü Gülsüm Mekke’de onun evinde
yaşıyordu. Bu üç kız
Hatice’nin ölen kız kardeşinin kızları idi. Onların
babaları da erkenden vefat ettiği için
anneleri öldüğünde Hatice onları kendi evine getirdi.
Hatice’nin evlenmesinden sonrabu üç kız Hatice’nin korumasında onunla birlikte
kaldı. Bu çocukların anneleri
muhtemelen Hatice, babaları da Muhammed olarak kabul
edilirdi. Arap geleneğine göre
bu kızlar Muhammed’in kızları olarak bilindi. Çünkü bu
çocuklar onun evinde yaşadılar
ve Muhammed onların yasal velileriydi.” bilgisini
aktarmaktadır.61 Hatice’nin
Hâle,
Rukayka ve Hâlide isimli kızkardeşlerinin varlığı
kaynaklarda geçmekle beraber,62
Hâle’nin Hatice’den sonra yaşadığı hatta Resûl’ün
yanına girmek için izin istediğinde
onun sesini Resûl’ün Hatice’ninkine benzettiği için
heyecanlandığı bilinmektedir.
Dolayısıyla bu üç kızın Hatice’den sonra yaşadığı
bilinen Hâle’nin çocukları kabul
edilmesi mümkün değildir. Rukayka’ya gelince onun
sadece Ümeyme isminde bir kızı
tespit edilebilmektedir.63
Hâlide’nin ise Ilâc b. Ebû Seleme b. Abdü’l-Uzza’nın
nikâhı
altında olduğu bilinmekle beraber çocuklarına dair bir
bilgi zikredilmez.64 Kaynaklarda
Hz. Hatice’nin kardeşlerinden herhangi birinin üç kızı
bulunduğuna dair bir bilgiye
rastlanmamakla birlikte “Ey Peygamber! Hanımlarına,
kızlarına ve mü’minlerin
kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini
giysinler. Bu onların tanınıp
incitilmemelerine daha uygundur. Şüphesiz Allah çok
bağışlayıcıdır, çok merhamet
edicidir”65 âyetinde
cemî siğası ile gelen “benâtike” kelimesinin çokluğa delalet etmesi
Allah Resûlü’nün Fâtıma dışında kızlarının varlığına
delâlet etmektedir. Ayrıca aşağıda
bilgi verirken yer verilen hadis kitaplarındaki
rivâyetlerde de Zeyneb, Rukıyye ve
Ümmü Gülsüm’ün Fâtıma gibi Resûlullah’ın kızları
olduğuna dair deliller mevcuttur.
Yine tarihçiler de Resûlullah’ın kızları Zeyneb,
Rukıyye, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma’nın
onun evlatlığı olmadığı, hepsinin Hz. Hatice’den
dünyaya geldiği konusunda ittifak
etmişlerdir.66
Ebû’l-Kâsım el-Kûfî, Nebi’nin kızlarının evlatlık
olduğu görüşünü benimseyen ilk
kimselerdendir. el-İstiğâsetü
fî Bed’i’s-Selâseti kitabında Allah Resûlü’nün kızları
Rukıyye ve Zeyneb’i Hz. Osman ile evlendirdiği görüşünü
kabul etmekte, asıl
tartışmanın Rukıyye ve Zeyneb’in Allah Resûlü’nün
kızları olup olmadığı hususunda
meydana geldiğini ve Rukıyye ile Zeyneb’in Osman’ın
eşleri arasında bulunmasınaağmen Allah Resûlü’nün kızları ve eşi Hatice’nin
çocukları olmadığını ve yine onlar
hakkında bilginin azlığının herkesi şüpheye
sürüklediğini dile getirmiştir. Resûl’ün bu
üç kızının evlatlık olduğu iddiasının temelinde bu
görüşü savunanların Ali’yi tek
damadı ve Fâtıma’yı da onun tek kızı yapma gayesi
yatmaktadır
Şimdi Hale meselesini hallettiğimize göre Ayet uydurdu iddiasına uysun
diye bir bakıma bu kızlara üvey baba olmuştu iddiasında bulunuyor ama bu
kızlara üvey baba olmuş değil evlatlık babaları olmuş oluyor bu durumda arif
bey iddianızı Nisa 23 ‘e uydurmak için böyle kelime oyunları yapmanız beyhude
bir çabadan ibaret şimdi rebibe kavramına bakalım Rebibe üvey kız demektir siz
ise Evlatlık olduğunu iddia ediyorsunuz size göre Bu kızlar hz.Hatice’nin
evlatlıkları idi kızları değildi ki : ))
İddia
İslam aktörleri bu yabancı çocukları neden zorla Muhammed'e yazmışlar; doğrusu
bunu anlamak zor.
Evet; İslam'ın en eski tarihçileri bile Muhammed'den en az bir asır sonra
ortaya çıkmıştır. Mesela;
Vakıdi, İbni İshak, ibni Hişam, İbni Sad, Taberi vs. Bunlar toparladıkları
bilgilerde, Muhammed'in üvey
kızları durumundaki kızlar "Muhammed'in çocukları" diye tanımlandığı
için; bunları gerçek kızları
sanıp bu şekilde kayıtlara geçirmişlerdir. Bu iş yanlışlıkla oldu diye
düşünelim; ama kızlara yükledikleri
anormal doğum tarihleri neden, bunları nerden çıkardılar?
Yazar burada iddialarına
İslam tarihi kaynaklarından güçlü destekler bulamadığı için yakınıyor
Hz.Muhammed’den 1 asır sonra yaşamış kişilerin yanlış bildiğini 14 yy sonra
yaşamış kendisinin daha doğru bilgiye sahip olduğunu iddia etmek garabetine
düşüyor üzülerek okuyoruz yazar bozuk mantığı ile birkaç sonuca varıyor şimdi
onları değerlendirelim
a) Ya çoğunluğun iddia
ettiği gibi bu kızlar Muhammed-Hatice'nindir ve Muhammed henüz
peygamber olmadan bunlar doğmuş ve yine daha peygamber
olmadan bunlar 5-7 yaşlarında iken
evlendirilmişlerdir. Ben şahsen buna ihtimal vermiyorum
Bende
5-7 yaşlarında evlendirildiklerine ihtimal vermiyorum kızları olmadıkları
iddiasına değil zaten onunda cevabı üstte verildi (3.ye atıf yapıyorum
farkındayım ama İsrafil hocanın videosunda var)
b) Ya da bunlar
peygamberlikten önce doğmuş, ancak İslamiyet'ten sonra evlenmişlerdir. Buna da
ihtimal vermiyorum. Çünkü daha önce de iki kez evlenen
Hatice'nin yaşı geçmiştir, bu kadar çocuk
(kimilerine göre 12 çocuk) doğurması tıbben mümkün değildir.
Şunu da belirtmek lazım ki
Muhammed, Hatice zengin olduğu için onunla evlenmeyi kabul
etmiştir; normalde o yaşta ve o günkü
koşullarda kimse bunu yapmazdı.
Bununda
cevabını verdik Hz.Hatice 40 yaşından sonra nasıl bu kadar çocuk doğurdu iddiası
c) Bir diğer sonuç da,
kızlar Muhammed'in peygamberliğinden sonra doğmuştur ve adı geçen
şahıslarla evlendirilmişlerdir. Bilgiler arasında bu davar.
Malum damatlardan biri de halife Osman'dır
ve hicri beşinci yılında bu kızlardan Rukiye ile evliyken ve
Rukiye hamileyken Habeşistan'a hicret
ediyor. Bu durumda da Muhammed'in 40 yaşından sonra bu
kızların doğduğu ve bunlardan birinin
Muhammed 45 yaşında iken hamile olduğu iddia edilmektedir.
Evet; bir görüş de bu
Biz bu
iddiayı zayıf bulduğumuzu ve kabul etmediğimizi belirtmiştik zaten
d) Ya da az önce
belirttiğim gibi bunlar başkalarının çocuklarıydı ve yetim kalmışlardı,
MuhammedHatice onları evlendirmişlerdir.
Yukarıda Kevser ÖZDOĞAN’ın HZ.
PEYGAMBER’İN ÇOCUKLARI isimli yüksek lisans tezinden alıntılayarak cevap vermiştik
bu iddiaya zaten kullandığımız kaynakları ve ek olarak belirteceğim
İddia
Buhari'de, konuya uyan şöyle bir hadis de var: İki kişi, meşhur sahabi İbni
Ömer'den bir şeyler
sormuşlar. Bunlar arasında, "Sen Hz. Ali ve Osman hakkında ne
dersin?" şeklinde bir soru da var. İbni
Ömer, "Osman, umarım Allah
onu bağışlamış; ama siz bundan hoşlanmazsınız biliyorum. Ali'ye
gelince, o hem Muhammed'in amcaoğlu, hem de damadıdır." (346)
diye yanıt vermiş.
Burada açık bir şey var: Eğer Osman da gerçekten damat olsaydı, İbni Ömer, Hz.
Ali hakkında, onun
Osman'dan farkı, Muhammed'in damadıdır demezdi. Çünkü o kızlar Muhammed'in
olsaydı, Osman
damatlık konusunda Ali'yi geçmiş olmalıydı. Çünkü bu durumda o iki kızını almış
oluyordu. Şu halde
bunlar Muhammed'in kızları değildi sonucuna varmak söz konusudur, tabii ki yine
de böylesine ikincil
gerekçelere ihtiyaç yok. Çünkü kızların onların olmadıkları yönünde var olan
kanıtlar güçlüdür. Yine
Muhammed bir ara Hz. Ali'ye, "Üç şey sende var, onlar kimseye nasip
olmadı. Benim gibi biri senin
kayınpederindir, kızım Fatma gibi bir hanımın var ve sizden de Hasan-Hüseyin
gibi iki torunum var"
diyor.
İşte bu söz anlamlı aslında. Çünkü eğer halife Osman ve Ebü-l As da onun gerçek
damatları olsaydı o
zaman bu ifadelerin bir anlamı kalmazdı
basit
mantık çalıştıralım İbn Ömer Burada Hz.Osman-Hz.Ali
kıyası yapıyor ve Hz.Ali için HEM AMCAOĞLU hemde damadıdır diyor o yüzden
akrabası olduğu için üstün kabul ediyor ibn ömer şimdi burada Kıyas'ta Onları
birbirinden farklı kılan şey Hz.Ali'nin de Hz.Osman'gibi damadı olmasına rağmen
(hem de damadıdır diyerek bunu belirtiyor) hz.Ali'nin üstün yapan özelliği
amcaoğlu olmasıdır lakin mantık bilmediğini yukarıda ispat ettiğimiz Arif
buradada çuvallamış
3 şey kimseye nasip olmamıştır hadisi iddiası ise hz.Osman’ı kabul etmeyen Şiilerin
iddiasıdır dur kaynakta vereyim ne
hikmetse bunun kaynağını vermemiş
[Ravzatü'l-Vâizîn, c.1, s.109, Envârü'l-Hidâye,
s.133.,kontrol edebilirsiniz]
…İslami kesim akıldan ziyade rivayete önem verdiği için Hz.
Fatma dışında da Muhammed'in kız
çocukları bulunduğuna dair şu ayeti de kanıt olarak gösterebilirler: Ahzab
suresi 59. ayette özetle, ey
Muhammed; kadınlarına, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle başlarını
örtsünler. İşte burada
denilebilir ki, eğer Fatma dışında kızları olmasaydı ayet çoğul olarak
(kızlarına) oluşmazdı. Hâlbuki
buna yanıt vermek çok kolay. Çünkü baştan beri anlattığım gibi, o günkü
örf-âdete göre bu üvey kızlar
da artık hürmeten üvey babanın kızları sayılırdı….
Akıldan
ziyade rivayet mi : )) bu arkadaşın Fahreddin Razi okumadığına adım gibi eminim
ama ispatlayamam : )) Fahreddin razi der ki:Akıl nakil ile çelişirse nakil
tevil edilir en dandirik kelam kitabında bile akıl en temel 3 bilgi kaynağından
biri kabul eden İslam dininin mensuplarına bu iddiayı ortaya atmak anca üvey
kız ile evlatlık kız ayrımını yapamayan bir akıl fukarasının iddiası olabilirdi
üvey evlatlar ile ilgili hüküm zaten bahsettiği Ahzab Suresi’nin 4.ayetinde
belirtiyor :
Allah, hiçbir adamın
içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr[434] yaptığınız eşlerinizi de
anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı[435] da öz çocuklarınız (gibi)
kılmamıştır. Bu, sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan)
sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir.(Diyanet
İşleri Yeni Meali)
….
Şu
önemli nokta hep gözden kaçmıştır: Peki, ne oldu da bu kızlar küçük yaşlarda
vefat etti? Diyelim
Fatma, Ömer tarafından katledildi, bu farklı; peki ya Rukiye ve Ümmü Gülsüm'e
ne oldu? Evet, insan
her yaşta ölebilir; ancak benim olaylardan çıkardığım, şu ihtimal de göz önünde
tutulmalı: O küçük
çocukları o küçük yaşta cinselliğe zorlayınca ve düşük de olsa bunlar doğum da
yapınca, bünyeleri
bunu kaldıramamış, bunun sonucu olarak vefat etmiş olabilirler. Bu, büyük bir
ihtimaldir. Çünkü ifade
edildiği gibi yaşları aşırı derecede küçüktü….
Zeyneb(r.a) vefatına kendi yazında
zaten Deveden düşüp kaburga kemiğini kırarak gerçekleştiğini belirten yazarın 3
sayfada iftira atmak pahasına kendisi ile çelişmesi Zariyat Suresi 8.Ayet’te
belirtilen Yollara (yıldızların dolaştığı
yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler
söylüyorsunuz
İfadesini doğrular
nitelikte.
Rukıyye, Hz.
Peygamber’in Bedir Gazvesi’ne hazırlandığı günlerde kızamığa yakalandı.
Hastalığı ağırlaşınca Resûl-i Ekrem, Hz. Osman’a eşinin yanında kalmasını
söyledi, o da bu yüzden Bedir Gazvesi’ne katılamadı. Savaşın yapıldığı sırada
hicretin on yedinci (veya on dokuzuncu) ayında ramazanın son on günü içinde
(Mart 624) yirmi iki yaşında vefat etti.
Ümmü Gülsüm ölüm nedeni bilinmemekle beraber çocuk yaşta evlendirildiği
iddiasını daha önce cevapladığımız için yazarın buradada bir tutarsızlık
içerisine girdiğini görmekteyiz.
Sonuç:Arif Tekin’in yapmış olduğu yorumlar aşırı subjektif olduğu tarihsel
verilerden uzak olduğu ispatlanmış olup Hz.Peygamber’e isnad ettiği hz.Fatıma
dışında çocuğu olmadığı iddiasının geçersiz olduğu ortaya konmuştur.
Salat ve Selam Alemlere Rahmet Hz.Muhammed(s.a.v) üzerine olsun…
Kaynaklar
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260900
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=iTkOhwevEenJZ3onUvs52seuP9oTGtHxlfRA0io_FmoRl1zATTrdNIT9FkA8G3Z_