Canlıların Amacı Hayatta Kalmaksa Anneler Yavruları İçin Hayatlarını Neden Feda Ediyor?

 


“Halbuki bütün annelerin şefkatleri, Cenâb-ı Hakk’ın rahmet tecellilerinin ancak bir parıltısıdır.” (Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, 7.Söz kısmen günümüz Türkçesiyle ) (1)

Amerika Birleşik Devletlerinin Monterey Körfezi Akvaryumu Araştırma Enstitüsü’nden Dr Bruce Robinson, hemen hemen bütün anne ahtapotların çok adanmış, çok fedâkar olduklarını söylüyor. Dr. Robinson’un çalışma arkadaşlarıyla birlikte keşfettiği Graneledone boreopacifica türü ahtapot bunun güzel bir örneği. Bu ahtapotu, insansız sualtı aracı (ROV) ile takribi 1.400 metre derinlikte, büyük bir kanyonunun dibinde keşfetti araştırmacılar. Dört buçuk sene boyunca on sekiz kez gözlemlenen anne ahtapot yerini değiştirmeden aynı yumurtaların başında nöbet tutuyordu. (Ahtapotların %98-99'u hayatları boyunca sadece bir kez yumurtluyor, yavruların yumurtadan çıkışından evvel ölüyorlar.) Çevresinde çok miktarda av olmasına rağmen avlanmıyordu. Yengeçler, karidesler etrafında geziyor ama o, sadece çok yaklaştıklarında onları hafifçe kenara itiyordu. Vaktini yumurtaların temiz kalmalarını, bol oksijen almalarını sağlayarak ve onları koruyarak geçiriyordu.


Robinson ve ekibi, PLOS ONE isimli bilimsel mecmuada neşrettikleri makalelerinde yüzey sularında yaşayan ahtapot türlerinin çoğunda kuluçka süresinin 1-3 ay sürdüğünü ifade ediyor. Derinlerde yaşayan bu ahtapotun 53 ay devam eden kuluçka döneminin, bütün hayvan türlerinde bildirilen en fazla kuluçka dönemi olduğunu belirtiyorlar. Peki ama, dişi ahtapot 53 ay beslenmediyse nasıl yaşamını devam ettirebildi? Derin suların düşük sıcaklığının ve ahtapotun pasif olmasının metabolik ihtiyacı düşük tutmada etkili olduğu belirtiliyor. Bilim insanları, anneyi en son 2011’in eylül ayında gördü. Ekimde geri geldiklerinde sadece yavru ahtapotların arkalarında bıraktıkları boş kapsüller vardı. Anne muhtemelen görevini tamamlamış ve ölmüştü.(2)

Saldırgan canlılar dahi yavrularına şefkatli davranıyor. Mesela, anne timsahlar yumurtadan çıkan yavrularını ağızlarıyla nazikçe alıp suya taşıyor. “Çenesi bilhassa kemiği parçalamak için yapılmış timsahın, yavrularını çok nazikçe (ağzına) almasını, suya taşımasını, onlara bakmasını seyretmek… Bu olağanüstü.” Amerika’nın Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi müdürlerinden biyolog Craig Saffoe böyle söylüyor.(3)

Fransa’nın Lyon Üniversitesi’nden hayvan davranışı profesörü Nicolas Mathevon’un uzun seneler süren araştırmaları bu soğukkanlı hayvanların ne kadar ilgili anneler olduklarını gösterdi. Timsah yavruları yumurtadan çıkmanın hemen öncesinde sesler çıkarmaya başlıyor. Prof. Mathevon ve doktora öğrencisi Amelie Vergne, anne timsahların bu seslere karşılık verdiğini deneylerle göstermek için on dişi timsaha yumurtalarının yerlerine gömülen hoparlörlerden yavruların seslerini dinletti. Bütün anne timsahlar seslere karşılık verdi, ancak sekiz tanesi hızla gelerek daha önce yumurtaların bulunduğu yerleri kazmaya başladı. Vergne şöyle diyor: “Anne timsahların o denli hızlı gelip gömülü hoparlörleri çıkarmalarını görmek çok şaşırtıcıydı. Timsahlar çoğunlukla çok hareketsizdirler, onları harekete geçirmek de çok zordur.”(4)

Büyük Okyanus’un ve Hint Okayanusu’nun sıcak kesimlerinde, deniz şakayıklarının (anemonların) üstünde yaşayan palyaço balıkları (Amphiprion ocellaris), eşleriyle birlikte deniz şakayıklarını özenle temizleyip yumurtalar için yuva hazırlıyor. Anne balığın yumurtaları bırakmasını müteakip ikisi de, ama daha çok erkek yüzgeçlerini yelpaze gibi kullanarak yumurtalara daha fazla oksijen gitmesini sağlıyor. Yumurtaları sık sık ağzıyla temizleyerek tortudan ve mantardan arındırıyor. (Dişiler daha çok yuvanın güvenliğiyle ilgileniyor. Köpekbalıklarına bile kafa tutabiliyorlar.) (5)

“Anne hayvanlar, yavrularını küçükken vazifeleri gereği korumaya çalışmaktan lezzet duyar. Yavruları büyüdükten sonra o vazife biter, lezzet de gider. Hayvan yavrusunu döver, elinden yemini alır. Yalnız insan türündeki annelerin vazifeleri bir derece devam eder. Çünkü insanlarda zaaf ve acz itibarı ile daima bir tür çocukluk vardır, insan her vakit şefkate muhtaçtır.

İşte, bütün hayvanların horoz gibi çobanlık eden erkeklerine ve tavuk gibi annelerine bak ve anla ki; onlar o vazifeyi kendileri adına, kemâle ermek için yapmıyor. Çünkü gerekirse o vazifede hayatlarını feda ediyorlar. Vazifelerini, onlara o vazifeyi veren ve içine rahmetiyle bir lezzet koyan nimetlerin asıl sahibi Kerîm Yaratıcı hesabına, Yüce Fâtır adına görüyorlar.” (Risale-i Nur Külliyatı, Lem'alar, 17.Lem'a 8. Nokta kısmen günümüz Türkçesiyle )  (6)

(1) https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yedinci-soz/60

(2) https://www.researchgate.net/publication/264389830_Deep-Sea_Octopus_Graneledone_boreopacifica_Conducts_the_Longest-Known_Egg-Brooding_Period_of_Any_Animal

(3) https://www.risalehaber.com/anneligi-fedekarligi-bir-ogreten-var-161720h.htm

(4) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18579090/

(5) https://en.wikipedia.org/wiki/Ocellaris_clownfish#Spawning

(6) https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/lemalar/on-yedinci-lema/217