Doğal Teoloji - Richard Swinburne


 

          Evrenin zamansal düzenliliğinin aynı basit açıklaması yine mümkündür; tıpkı bir dansın düzenli modellerine göre vücutlarımızı hareket ettirdiğimiz gibi, Tanrı da protonları ve elektronları düzenli biçimde hareket ettirir. O, ex hypothesi(hipotetik olarak) bunu yapacak güce sahiptir. Fakat neden böyle yapmayı seçsin? Evrenin düzenliliği onu güzel yapar, fakat, daha da önemlisi, bu onu, insanların kontrol etmeyi ve değiştirmeyi öğrenebileceği bir Evren yapar. Zira eğer basit doğa yasaları varsa, ancak o zaman insanlar neden neyin çıkabileceğini öngörebilir -bunu yapamazlarsa, asla hiçbir şeyi değiştiremezler. Eğer insanlar belli tohumları ekmek, onları zararlı otlardan temizlemek ve sulamakla tahıl elde edeceklerini biliyorsa, ancak o zaman bir ziraat geliştirebilirler. Ve bu bilgiyi insanlar, eğer tabiatta kolayca kavranabilir davranış düzenlilikleri varsa elde - edebilir ancak. İnsanların, özgür seçimleriyle Tanrı'nın Evreni oluşturma ve geliştirme etkinliğine katılan bedenli mini-yaratıcıların (mini-creators) varolması iyidir. Fakat eğer böyleleri olacaksa, doğa yasaları da olmalıdır. O halde, onları Tanrı'nın meydana getireceğine dair makul bir beklenti vardır; halbuki aksi takdirde Evrenin böylesine çok çarpıcı bir düzen sergiliyor olması pek beklenilmeyecektir. 'Tasarım kanıtı' nın, düşünce tarihinde en yaygın olanı, onsekizinci yüzyılda ve ondokuzuncu yüzyılın başlarında da çok geniş ölçüde hakim olan biçimi, mekansal düzen kanıtıydı. Hayvanlar ve bitkilerin sindirim organlarının uygun olduğu, yiyecekleri ele geçirmelerine ve yırtıcı hayvanlardan kaçmalarına imkan veren hassas organizmaları, onların çok komplike makinalar gibi olduklarını ve bu yüzden de aynı zamanda içlerine yeniden üreme gücünü de yerleştiren usta bir makina-yapıcısı tarafından terkip edilmiş olmaları gerektiğini gösteriyordu. Bu kanıtın dini savunmada sıkça kullanımı, Darwin'in, neden kompleks, bir biçimde organize olmuş hayvanlar ve bitkilerin olduğunu, çok daha basit organizmalar üzerinde işleyen evrim yasalarına göre açıklayışını ortaya koyduğu 1859'da, ani bir duraklama dönemine girdi. Tanrı'yı resme dahil etmeye gerek görünmüyordu artık.


Ne var ki, bu reaksiyon erken doğmuştu. Zira açıklama isteği, daha ileri bir aşamaya geri götürülebilir. Binlerce yılda basit organizmaların giderek kompleks organizmalara neden olmasıyla sonuçlanan evrim yasaları niçin var? Şüphesiz bu yasalar temel fizik yasalarından çıktığı için. Fakat o zaman neden temel fizik yasaları evrim yasalarına neden olacak böyle bir forma sahip? Ve neden ilk etapta ilkel organizmalar vardı? 'Büyük patlama' (bilim adamlarının şimdilerde söylediğine göre, 15 milyar yıl önce Evrenin veya en azından Evrenin şimdiki safhasının başladığı an) anındaki ilksel madde-enerji 'çorba' sının binlerce yılda, fiziksel kanunlar uyarınca, bu ilkel organizmalara nasıl neden olduğuna dair makul bir hikaye anlatabilir. Fakat o zaman neden her şeyden önce böyle bir evrimsel gelişme için uygun olan bir madde vardı? Yasalarla ve ilksel madde ile ilgili, yine aynı seçimle karşı karşıyayız: ya bunlar daha ileri derecede açıklanamaz demek, ya da daha ileri bir açıklamayı varsaymak. Dikkat edin burada tartışılan konu, (zamansal düzen kanıtının öncülü olan) neden yasaların var olduğu değil; veya (kozmolojik kanıtın öncülü olan) neden maddenin var olduğu da değil; buradaki konu, yasaların ve madde-enerjinin neden bitkiler, hayvanlar ve insanları meydana getirmeye hazır bu özel niteliğe sahip olduklarıdır. Tabiatın en genel yasaları bu özel niteliğe sahip olduğuna göre, bunların niçin oldukları gibi olduğunun bilimsel bir açıklaması olamaz. Her ne kadar maddenin Büyük Patlama anında sahip olduğu o özel niteliğe niçin sahip olduğunun, daha önceki bir zamanda o niteliğe sahip olduğu şeklinde, bilimsel bir açıklaması olabilirse de, şüphesiz Evrenin bir ilk durumu vardıysa, bu belirli bir türden olmuş olmalı; yok eğer Evren ebediyyen var idiyse ve herhangi bir zamanda bitkiler, hayvanlar ve insanlar meydana getirecek bir durumu olacaktıysa, onun maddesi belirli genel özelliklere sahip olmuş olmalıdır. Bilimsel açıklama sona ermektedir. Geriye şu soru kalıyor: Evrenin yasaları ve maddesinin bu özel niteliklerini, en son açıklanamaz olgular olarak mı kabul etmeliyiz, yoksa Tanrı'nın etkinliği şeklindeki kişisel bir açıklamayla onların ötesine mi yönelmeliyiz? 


Yapılması gereken seçim, yasalar ve başlangıç koşullarının bu niteliğe şans eseri sahip olmalarının ne kadar olası olduğudur. Son zamanlardaki bilimsel çalışmalar Evrenin iyi düzenlenmiş (fine-tuned, iyi akort edilmiş, iyi-ahenkleştirilmiş) olduğuna dikkat çekmektedir. Büyük Patlama anındaki madde-enerji, belli bir yoğunluğa ve belli bir gerileme hızına sahip olmak zorundaydı; bunlarda milyonda birlik bir artış veya azalma Evrenin hayat-evrimleştirici olmamasıyla sonuçlanırdı. Örneğin eğer 'Büyük Patlama', madde-enerji miktarının biraz daha hızlıca birbirinden ayrılmalarına neden olmuş olsaydı, hiç bir galaksi, yıldız veya gezegen, ve hayat için uygun hiç bir çevre oluşmazdı. Eğer ayrılma biraz daha yavaşça olmuş olsaydı, hayat oluşturulmadan önce Evren kendi içine çökerdi. Eğer hayat oluşturulacaksa, benzer şekilde, doğa yasalarındaki sabitlerin de çok dar sınırlar içinde bulunması gerekiyordu. O halde, yasaların ve başlangıç koşullarının şans eseri hayat-üreten bir niteliğe sahip olmaları son derece ihtimal dışıdır. Tanrı, maddeye ve yasalara bu niteliği verebilir. Eğer onun böyle yapmak için sebepleri olduğunu gösterebilirsek, ozaman bu, onun böyle yaptığı hipotezine destek verir. Tanrı'nın, düzenli bir Evren meydana getirmeyi niçin seçtiğinin (onun güzelliği sebebine ilave edilebilecek) bir sebebi daha vardır.-evrimsel sürecin meydana getirdiği duygulu bedenli varlıkların ve hepsinden ziyade ne çeşit bir dünya olması gerektiğine dair kendileri bilgili seçimler yapabilen insanların bu işe değer olması. Şimdiye kadar incelediğim kanıtların hepsi, bilimin açıklayamayacağı kadar 'büyük' olgulardan delil getiren kanıtlardır; onlar bilimin anlattığı şekliyle Evren olgusu ve Evrenin genel niteliklerinden yola çıkarlar. Ya bunların hiçbir açıklaması yoktur ya da o bilimsel türden bir açıklama değildir. 

Din Felsefesine Dair okumalar-I-Recep Alpyağıl

Tanrı'nın Varlığı Hakkında Deliller/Doğal Teoloji

Richard Swinburne

s, 557-58-59.