Yeni Ateizm Eleştirisi (İnanma Zorunluluğu)








Yeni Ateizm Eleştirisi (İnanma Zorunluluğu)


"Gödel'in 1930'larda ispatladığı gibi hiçbir analitik düşünce kendini kanıtlayamaz;dolayısıyla bütün fizik bilimleri bir metafizik ilke üzerine kurulmalıdır"[0] Yeni Ateizm eleştirileri [Part 2] Her ne kadar bilmek isteyip inanmak istemeseler de inanmanın zorunluluğu: Bilimin kendisi, birçok kabul üzerinde yükselir. Bilim yapmak isteyen bir kişi, birçok şeyi var kabul eder, onların varlığından şüphe duymaz. Örneğin, aklimelekelerinin manipüle edilmediğini veya algılarının kendisini yanıltmadığını varsayar. Yine bilim insanları, doğada yasaların bulunduğunu ve bu yasaların değişmediğini varsayar[1]. Albert Einstein, bilimin insanları aydınlatma işlevine inanan; onun batıl inançları, hurafeleri geçersiz kılacağını düşünen bir bilim insanı olmakla birlikte, bilimsel yasalara olan inancın bilim yapmadaki önemine işaret eder. Einstein, bilimin, dünyanın rasyonel yasalarla işlediği ve insan tarafından bu yasaların anlaşılır olduğu inancına dayandığının altını çizer. Einstein'a göre, bu inançlar, dini bir duyguya benzer[2]. Einstein bir mektubunda, bilim insanlarının doğa yasalarının her zaman ve her yerde var olduğunu düşündüklerini ancak en nihayetinde bunun bir inanç olduğunu şu şekilde hatırlatır: "Ancak, şunu itiraf etmeliyim ki, bu yasalar hakkındaki bilgimiz kusursuz ve tam değildir. Bu nedenle, esasen Doğa'da her şeyi kuşatan yasaların var olduğuna yönelik inancımız bir tür imanın üzerine bina edilmiştir"[3].[4] Örneğin, doğa kanunlarının evrenin her yerinde aynı olduğu varsayılarak yapılan çalışmaları ve teorileri düşünün.Bunun için herhangi bir bilimsel kanıt var mıdır? 1000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gezegende de doğa yasalarının aynı olduğunu nerden biliyoruz?Aslına bakarsanız bu bir metafiziksel varsayımdır ve bilim bu varsayımdan haraketle teoriler,araçlar üretir fakat bu varsayımı deneyleyemez.Ya da doğa yasalarının her zaman aynı olacağını nerden biliyoruz? 1 dakika sonra doğa yasalarının değişmeyeceğine dair bir kanıt yoktur ama biz değişmeyeceğine inanarak bilim yapıyoruz. Bu akımın “yeni” olarak adlandırılma nedeni onların önceki ateistlerden farklı olan görüşleridir. Kısaca özetlemek gerekirse yeni-ateistler, bilimin insanlık için tek rehber olduğunu iddia etmekte ve bilimden ahlaki konular da dahil olmak üzere pek çok konuda yol göstermesini beklemektedirler. Burada trajikomik olan durum yeni ateizm'in "yalnızca bilimsel olarak kanıtlanan bilgiler doğrudur" tanımının da bilimsel olarak kanıtlanamamasıdır.Bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanamayan bir tanıma uyarak kendilerine "yalnızca bilimin kanıtladığı bilgiler doğrudur" demeleri çelişkili bir ifadenin olduğunu açıkca ortaya koymaktadır. Son olarak yeni ateizm hakkında Jonathan Sacks'in sözlerini paylaşmak istiyorum "Ateizm, metodolojisi dini onu anlamadan eleştirmek, metinleri bağlamsız alıntı yapmak, istisnaları kural olarak almak, halk inancını yansıtıcı teoloji ile karıştırmak, kötüye kullanmak, alay etmek, karikatürleştirmek, dini inancı şeytanlaştırmak ve onu tutmaktan oluşan yeni ateistlerden daha iyisini hak ediyor."[5] 

 0-Stephan Hawking-Kara Delikler,Alfa yayınları ,30. Baskı,Türkçe basına önsöz,s. 9 

 1- John Hick, Philosophy of Religion, (New Jersey: Prentice-Hall, 1973), s. 49. 

 2- Albert Einstein, Einstein on Cosmic Religion and Other Opinions & Ap- horisms, (New York: Dover Publications, [1931] 2009), s. 98.

 3- Albert Einstein, The Human Side: Glimpses from His Archiııes, Helen Dukas ve Banesh Hoffmann (der.), (Princeton: Princeton University Press, [1979] 2013), ss. 32-33. 

 4-Alper Bilgili-Bilim Ne Değildir s.75, Doğu Kitap Evi, 3. Baskı 

 5-Sacks, Jonathan (2011). The Great Partnership: Science, Religion, and the Search for Meaning. New York: Schocken. s. 11.