KURAN BİLİMSEL MUCİZESİ EVRENİN GENİŞLEMESİ VE İTİRAZLARA CEVAPLAR



 KURAN BİLİMSEL MUCİZESİ EVRENİN GENİŞLEMESİ VE İTİRAZLARA CEVAPLAR

Kuran bir kelam ile çok şey söylemesini idrak edemeyenler bunu kendi aklınca sorun olarak algılamaktadır. Bu şekilde yapılan mealler ve tefsirlerde kendi arasında anlaşamıyor gibi saçmalıklar söylemektedir. Öncelikle hiç bir tefsir meal yazarı benim sözüm mutlak doğru diğeri kesin yanlış demez ,aksine kuranın mana zenginliği olduğunu tefsir girişinde meal ön sözlerde aktarırlar çünkü kuranın dili edebiyatı en zengin olanıdır. İlahi kelam bir ayet ile bir çok şeyi bizlere aktarmaktadır. Bunlardan biri olan Zariyat 47 ayetin burada ilahi mesaj yaratıcının her şeye malik olduğu gücünün her şeye yettiği geniş kuvvet sahibi olduğunu anlatmaktır. Bu mesajı aktarırken tabi ki bir çok şeye de işaret etmiştir.. Zâriyât Suresi وَالسَّمَٓاءَ بَنَيْنَاهَا بِاَيْدٍ وَاِنَّا لَمُوسِعُونَ ﴿٤٧ ﴾47﴿ Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz biz genişletmekteyiz. Burada mesajın asıl anlamı tabi ki güç kudret sahibi her şeye malik olduğunu anlatmaktır. Lakin Arapça da قوة güç قدرت kudret سُلْطَانٍۜ bir çok direk anlamları varken لَمُوسِعُونَ demesi çok önemlidir. Kuranı kerimde bu kelimenin genişlemek olarak kullandığını görmekteyiz



Nitekim eski tefsirler bunun göğün genişletmekteyiz anlamı olduğunu söylemişler .Müfessirler de tek mana ile kalmayıp mümkün olan manaları vermişlerdir. Lakin birilerinin dediği gibi eski tefsirlerde bu yoktur demek yalan söylemekten başka bir şey değildir.

Ama yine de ayetleri hiç ikinci üçüncü manasına götürmeden direk manasını veren ve “Biz genişleticileriz” diye yazan çok sayıda eski âlim de var. Örneğin; İbn-i Zeyd, Zeccac, İbn-i Kesir, Fahreddin Razi, Ebussuud Efendi, Mukatil b. Süleyman, el-Firuzabadi, el-Taberani, Kurtubi, İbn Cerir Taberi ve daha birçoğu. Bu kişiler Kuran’da evrenin genişlemesi mucizesi konusunda bilgi sahibi olmadan ayetin düz anlamını vermişlerdir.



Ayrıca en eski sözlüklerden biri olan ragıp isfehani de bunu genişlemek olduğunu söylemiştir. https://archive.org/stream/MufredatRagipElIsfahaniResimYuksekKalite/M%C3%BCfredat%2B-%2BRagip%2BEl%2BIsfahani%2B-%2BResim%2BY%C3%BCksek%2BKalite#page/n1135/mode/2up Meallerde bir çoğunluğu bu anlamı verirken bir kısmı kudret sahibi güç sahibiyiz anlamını vermiştir. https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=51&ayet=47 Ayete geçen لَمُوسِعُونَ lafız olarak dil bilimsel olarak genişlemek anlamı gelmekte. Mana olarak sadece genişlemek anlamına da değil aynı zamanda genişlik veren kudret sahibi malik olan anlamlarını da taşımaktadır. Arapçası لَمُوسِعُونَ إِنَّا şeklindedir. مُوسِعُونَ kelimesi, “genişletmek” anlamına gelen أَوْسَعَ fiilinden türemiştir. Başındaki “lâm” ise, lâm-ı tekit olup, takip ettiği isim ya da sıfata vurgu yaparak “çok fazla” anlamı katmaktadır. Dolayısıyla bu ifade: “Biz evreni çok fazla genişletiyoruz.” anlamına gelmektedir. Göklerin gerilmesi ifadesi Kuran’dan önce Tevrat’ta ve Hindu kaynaklarında geçiyor diyenler var. Allah medeniyet kurmuş ve şehirleşmiş hiçbir milleti peygambersiz bırakmamıştır . Hint metinleri de zamanla tahrif edilse de insan anlayışına uygun yanlış bilgiler sokulsa da kaynağı peygamberlere dayandığına dair görüşler vardır. Dolayısıyla bu kitaplarda böyle mucize ifadelere rastlanması da yine Kuran’ı doğrular. Derseniz ki Kuran bu ifadeleri o kitaplardan almış olabilir. Öncelikle Araplar ümmi bir topluluktur ve Peygamber de ümmidir. Kitaplarla haşır neşir olan bir millet değildiler. Yazıları bile deri, kemik gibi maddeler üzerine zorla yazarlardı. Yani kitap onlar için lükstü. İnternetleri de yoktu ki her milletin kaynaklarını detaylı tarasınlar Sonra, Kuran neden bu tahrif edilmiş kitaplardaki hiçbir yanlışı almadı da hep doğruları ve mucizeleri seçti aldı diye de sorarlar. Kuran’da evrenin genişlemesi mucizesi konusuna diğer bir itiraz şöyle ki ayette “ha” yani “onu” kelimesi olmaması ayetin genel mesajı ''sadece'' bir şey ile sınırlı olmadığından dolayı ''ha'' zamiri ile aktarılmıyor yani bu (genişleticileriz kudretimiz yeter) genel bir ifadedir lakin ayetin bağlamı ile sema olduğu için kast edilen ilk şey bağlamın öncesi ile bağlantılı olanıdır yani semanın genişletilmesidir. Gök, kelimesinin Kur'an'daki kullanımları dikkate alınarak genişletilen şey, bu ve benzeri bağlamlarda "evren"(Esed, III, 1070-1071) "dünyanın dışındaki bütün kâinat"(Celal Kırca, a.g.e., s. 62) anlamlarında yorumlanabilmektedir. (bk. Razi, XXVIII, 225-226; göklerin ve yerin yaratılması hakkında bk. Bakara 2/22, 29; Kur’an Yolu: V/80-82.) Sema Arapça da gök anlamına gelmektedir eski dilde uzay tabiri olmadığı için sema bütün gökyüzü içinde kullanılmıştır. Kuranda neden bazı şeylere işaret vardır kuran üzerinde derin derin düşünsünler ve onun hak olduğunu görsünler diye böyle işaretler bulunmaktadır. Bilim keşif etikten sonra bunlar söyleniyor diyenlere deriz ki: Kuran asla bir bilim kitabı değildir. Bilimsel olgulara işaret eder bir şeyin bilimsel olması için onun bir çok aşaması vardır. Kuran ise böyle aşamaları aktarmaz ,olgulara sonuca işaret eder. Bilim sürekli değişiyor, evrenin genişlemesi de değişirse ne olacak?
Bilimde değişkenler çok fazladır ama bu olgular olmadığı anlamına gelmez. Bilimsel yasalar olgudur, evrenin genişlemesi bir gözlemdir, olgudur.. Evrenin başka bir evren içinde genişlemesi birden çok evrenin birlikte genişliyor gibi yeni keşifler olması genişleme olgusuna engel olmaz. İçinde bulunduğumuz evrenin sürekli olarak genişlediği gözlenmektedir. Burada bu gözlemle ilgili bazı ipuçları üzerinde durulmaktadır. Evrenin genişlemesi, evrenin birbirine uzak kısımları arasındaki mesafenin zaman içinde artmasıdır. Evrenin genişlemesinin tam olarak ne anlama geldiği, somut benzetmelerle daha iyi anlaşılır. Örneğin uzayın bir boyutlu elastik bir ip olduğunu varsayalım. Bu uzayda hareket eden cisimler, ileriye ya da geriye doğru yol alırken elastik ip esneyerek uzar. Ancak cisimlerin uzunluğu değişmez. Benzer biçimde iki boyutlu bir uzayı da her yönde esneyen elastik bir düzlem gibi düşünebiliriz. Uzay genişlerken cisimlerin arasındaki mesafeler artar ancak cisimlerin boyutları değişmez. Evrenin genişlediğine işaret eden pek çok veri vardır. Bunların en önemlilerinden biri, uzak gökadaların gözlemlenmesi ile elde edilen sonuçlardır. Edwin Hubble 1929’da yaptığı gözlemler sonucunda, istisnasız her yöndeki uzak gök cisimlerinin Dünya’dan uzaklaştığını ve Dünya’ya olan mesafe arttıkça uzaklaşma hızının arttığını göstermişti. Bu veriler, genişleyen evren modeli ile uyumludur. Kozmik artakalan ışımasının zaman içinde soğuması da genişleyen evren modelini destekleyen veriler arasında sayılabilir. KAYNAKLAR




ARAŞTIRMACI YAZAR : Mustafa Ali UÇAR