İFK HADİSESİ Din ve Mitoloji'ye CEVAP



 Yazar:Harkıl





- İFK HADİSESİ - Allah'ın selâmı,rahmeti ve bereketi üzerinize olsun değerli kardeşlerim. Günümüz inkârcılarının meşhur olan iddialarından biri de "İFK Hadisesi" 'dir. Bu olaydan hâşâ Hz.Aişe'ye fütursuzca zina isnad eden bu güruh ve mesnedsiz iddialarına cevap sadedinde bu yazıyı yazmayı uygun gördüm. (Din ve Mitoloji kanalının videosuna reddiyedir) Nisa 11-26 arasında mücmel bir surette anlatılan "İFK hadisesi" neden Kuran'da var ki gibisinden itirazlara da az sonra cevap verecek ve Kuran'da anlatılmasının hikmetine değineceğiz inşallah. (İddia ve cevap formatında ilerleyecektir.) İDDİA-1: Allah Resulü (s.a.v.), baskında en yakınlarını kaybeden Cüveyriye(r.a.) ile nikah derdine düştü. CEVAP-1: Olayı anlatırken verdiği kaynaklar doğru olmakla birlikte abes bir durum yoktur çünkü Hz.Cüveyriye esir durumdayken Allah Resulü (s.a.v.)'e geldi ve mukatele bedelini ödemesinde yardımcı olmasını rica etti. Allah Resulü de daha hayırlı bir olaya sebep olacak olacağını bildiği üzere evlilik teklifinde bulundu ki bu bir kadın için büyük bir şereftir. Hz.Cüveyriye de bu teklifi kabul etti ve "müminlerin annesi" olarak anılan zümreye dahil oldu. Bunun üzerine ashab ise Allah Resulü'nün hanımının kabilesini esir tutarız diyip 100 kadar aileden oluşan esirleri serbest bıraktı bu davranıştan da etkilenip koca bir kabile İslam'a girmiş oldu. Ateistlere göre bu evlilik keyfî iken tarihi gerçeklere göre büyük hikmet(kabilenin topluca İslam'a gelişi) barındırdığı aşikârdır. İman nimetinin farkına varan bir insan için ise baskında ölen ve küfür içinde olan akrabanın bir önemi yoktur çünkü onlar on binlerce yeni kardeş edinmişlerdir. Yani insanları birleştiren kan bağı değil gönül (iman) bağıdır. İDDİA-2: Hz.Aişe, Hz.Cüveyriye'yi kıskandı onun Allah Resulü (s.a.v.) ile evlenmesinden korktu. CEVAP-2: Hz.Aişe, Hz.Cüveyriye'yi kıskandı evet ama bu durum ateistin lehine değil aleyhinedir çünkü IFK hadisesi ile ilgili iddialarda da cevaplayacağım gibi, Hz.Aişe'nin, Hz.Cüveyriye'yi kıskanması zaten Allah Resulüne olan sevgisinin bir tezahürüdür ve onu seven bir insanın da zina gibi çirkin işi yapması için bir sebep yoktur. Hz.Aişe, Allah Resulü'nü kıskanmıştır,Hz.Aişe, “Ben, Hatice’yi kıskandığım kadar hiçbir kimseyi kıskanmamışımdır.”demiştir. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 20; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 74-76) çünkü kadının fıtratında sevdiği kişiyi paylaşmamak ve ilgi görmek vardır. Bu sevgiye karşılık bulmuş mudur peki Hz.Aişe? Elbette ki hatta koşu yarışı yapacak kadar (Prof. Dr. Hüseyin Algül, Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed, s.89.), Omzuna yaslanarak birlikte mızrak oyunu seyredecek kadar, (Buharî,İdeyn, 25), Onun değerini anlatan şu hadiste ilginçtir "Aişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir." (İbni Mâce, Et'ime 14; Müslim, Fezâilü's-Sahabe 89; Tirmizî, Menâkib 63) - tirid o zamanki en değerli yemektir - İDDİA-3: Allah Resulü (s.a.v.) nefsânî isteklerden dolayı Hz.Cüveyriye ile evlendi. CEVAP-3: Atılacak en son iftira bu olmalıdır çünkü şehvetin en şiddetli geçtiği 15-25 yaş aralığında iffetli bir yaşam süren, 25 yaşında ise kendinden 15 yaş büyük dul Hz.Hatice ile eşi vefat edene kadar evli kalan bir insandan bahsediyoruz, çok eşli evlilik ise 50 yaşından sonra başlamaktadır ki bunların da hepsi sosyal,siyasi,himaye,ilmi hikmetlere mebnîdir. Kendine İslam davasından dönmesi karşılığında kadın,mal-mülk,makam teklif ettiler de o ne dedi? "...Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm." (bk. Sîretu İbn Hişam, 1/266; İbnu Seyyid’n-nas,Uyunu’l-eser, 1/132; İbn Kesir, es-Sîretu’n-Nebeviye, 1/474;  Beyhakî, Delail’u’n-Nübüvve-şamile- 2/63; Taberî, 2/218-220) İDDİA-4: Hz.Aişe'nin, Allah Resulüne şöyle dediğini iddia ediyor inkarcımız: "Bakıyorum da senin efendi tanrın şeyinin keyfini yerine getirmede hiç gecikmiyor." CEVAP-4: Hadisin metinde bu manayi çağrıştıracak bir ifade bulunmamaktadır. Hz. Aişe annemizin ifadesi şöyledir: “Rabbin senin bütün arzunu, rızanı, hoşnutluğunuyerine getiriyor.” Ayrıca, burada Hz. Aişe’nin ayete itirazı gibi bir şey söz konusu değildir. O sadece bir eş olarak Hz. Peygamber (asm)'e olan aşırı sevgi ve kıskançlığından dolayı, onun başka evliliklerine verilen bu ilahî ruhsat karşısında duygusal bir tepki vermekten kendini alamamıştır. İbn Hacer’in-Kurtubî’den naklen belirttiğine göre, hadiste yer alan “heva” kelimesi “rıza”manasında kullanılmıştır. Çünkü, Hz. Aişe,  “O heva ve hevesinden konuşmaz.”(Necm, 53/3) mealindeki ayette belirtildiği üzere, Hz. Peygamber (asm)'in heva-hevesinin söz konusu olmayacağını çok iyi bilmektedir. Ancak, bu konuda -kendilerini Resulullah’a hibe eden- kadınlara karşı duyduğu öfke ve fazla kıskançlık, onu bu tabiri kullanmaya sürüklemiştir. (İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi) Neden Hz.Aişe, Savfan bin Muattal ile zina etmiş olamaz? Din ve Mitoloji kanalı, IFK olayını detayıyla birlikte yazarak oluşabilecek yanlış anlaşılmalara mahal bırakmamıştır bu olaydan bile zina ihtimalinin kalmadığını rahatça anlarız çünkü Savfan,arka saflarda kalanları kontrol etmeye çalışırken Hz.Aişe'ye rastgelince önceden ses çıkararak varlığından haberdar eder(mahremiyet gereği), Hz.Aişe de doğal olarak örtüsünü çekiyor iffetli bir genç kız gibi. Geri kaldığı kâfileye yetişene kadar aralarında ne bir bakışma ve ne de bir konuşma geçiyor, vakarlı bir şekilde devam ediyor. "Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyiniz..." (Ahzap,53) ayetinden yola çıkarak bu islamî düstura riayet eden iffetli bir kadından böylesine hayasızca bir davranış elbette beklenmez ve cezası da bir o kadar ağırken. Hz.Aişe, Medine'ye döndüğünde hastalanır ve bu arada iftiralardan habersizdir. İftiralar yayılır ve en sonunda Hz.Aişe'nin de kulağına gelir, e tabi bu durum Allah Resulü'nü de Hz.Aişe'yi de ziyadesiyle üzer, beklenen ayette birkaç ay geçtiği hâlde gelmemiştir. Şimdi buraya dikkat edelim Allah Resulü -hâşâ- inkârcı kesime göre Kur'an'ı uydurduysa iftiranın toplumda yayılmasına izin vermeden hemen Hz.Aişe'nin temizliğine dair ayeti indirmedi de aylarca bekledi bu da sorulması gereken bir sorudur. Allah Resulü, boşanma hazırlığı yapmadan evvel Üsame b. Zeyd ve Hz.Ali ile de danışır ve fikirlerini sorar. Hz.Üsame de Hz.Aişe'nin iffetinden şüphe duymaz birçok sahabe gibi, Hz.Ali ise Hz.Cüveyriye sorulmasını ister. Hz.Cüveyriye de Hz.Aişe'nin iffetli bir kadın olduğuna şahitlik eder. (Hani inkârcı kesime göre bu iki kişi birbirini kıskanıyor ve yarışıyordu ya kendilerini Allah Resulüne sevdirmede(!)) Allah Resulü, Hz.Aişe'den bu çirkin işi eğer yaptıysa tövbe etmesini ister, eğer yapmamışsa Allah seni temize çıkaracaktır der ve bu durumu duyan Hz.Aişe gün boyunca hüngür hüngür ağlar neticede Allah Resulü'nün ona güvenmediğini ve bu çirkin işi yaptığını zannediyordu. Ailesi bile bu durumda çekimser kalmıştı. Yusuf Sûresi 18.ayeti okuyarak Rabbinden gelecek işareti beklemek üzere sabretmeye başladı. Ve sonrasında beklenen vahiy gelir ve Hz.Aişe temize çıkar... Peki bu ayetlerin hikmeti nedir? Neden Kuran'da varlardır? Bu ayetler ile müminlerin, münafıkların iftiralarına karşı şüpheye düşmeyip bunun yalan olduğunu bildirmeleri gerektiği gerçeği ortaya çıktı. Bu olaydan sonra zina iddiası ortaya atıldıysa 4 şahit getirilmesi ayeti indi. Bu iftirayı yayanlar hak ettikleri cezayı buldu, Allah iffetli olan Hz.Aişe annemizi Kur'an'a konu ederek iffet timsallerinden biri yaptı. İDDİA VE CEVAP-5: Hz.Ali ve Hz.Aişe arasında bir gerdanlık meselesiyle ilgili sorunun çıktığı ve tansiyonların yükseldiğini iddia ettiği ve verdiği taraflı Şia/Alevi kaynağın hiçbir dayanağı olamayacağı bir gerçektir çünkü Şia akidesi Hz.Ebubekir,Ömer,Osman ve Aişe'ye hakaret üzerine kurulmuş bâtıl bir âkidedir. Ehl-i sünnet kaynaklarında böyle bir olay geçmemektedir. - HARKIL FIRAT BAY -