BAKTERİLERİ ALLAH YARATMADI MI? -Videosu'na CEVAP


 

KANALIN İDDİALARI

:

1-Bilim görecelidir vesürekli değişir ama Allah’ın sünnetullahı değişmez o yüzden bilim Allah’ın nasılyarattığını açıklayamaz

2-Allah ol der olur ama niye evreni 6 günde yarattı ?

3-Ayetlerdeki her şeyi cinsiyet anlamında çiftler olarak ele almak zorundayız diğer ayetlerde öyle kullanılmış mesela zamanın çifti ne, o yüzden birbirine zıt olan her şeyi kullanamayız

4-Madde-Antimadde bir teoridir o yüzden cevap olamaz.

 

 

İDDİARA CEVAP

 

SÜNNETULLAH VE DEĞİŞEN BİLİM : Yazıya öncelikle Din ve Mitoloji’nin bilimi göreceli görmesi ve sünnetullah kavramı ile başlayacağım. Öncelikle BİLİM GÖRECELİ DEĞİLDİR. Göreceli ne demek? Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, yani göreceli bir nitelik taşıyan yargılara öznel (subjektif, göreceli) yargılar denir. Öznel anlatımda kişi, cümleye kendi duygularını katar, bir yorum yapar. Bu tür yargılar “bence, bana göre” anlamı taşır. Newton’a göre çekim yasası G Evrensel çekim sabiti 6.67 × 10-11 iken size göre bu 6.77 × 15-11 mı? Fikirler değişir evet. Bir bilim adamının teorisini sonraki nesilden bir bilim adamı yanlışlayabilir. Fakat sonraki bilim adamı öncekinin bir olgu üzerindeki fikrini yanlışlaması onu değiştirmez. Einstein, Evrene durağan statik yapı dedi diye evren statik yapı da değildi, öyle biliniyordu ta ki Hubble’a kadar. Bilim’in temel varsayımlarından biri evrenin gerçekten gerçek olduğunu varsaymaktır bunu da ekleyelim. Ve bu bilimsel olarak kanıtlanamaz. Sünnetullah’ta yasa demektir. Düzendir. ( Düzeni reddeden birinin sünnetullah kavramını anlaması imkansızdır.) Allah’ın evrene koyduğu değişmez yasalardır. Zaten teist bir müslüman evreni inceleme konusunda sünettulah’ı kendine temel alır. Ateizm’de temel alacak hıçbir şey yoktur.

 

 

6 GÜN YARATILIŞ VE ALLAH’IN OL EMRİ : 6 gün yaratılışa gelirsek ayet-i kerimede geçen “altı gün” kavramını “altı devir” olarak alimler izah etmişlerdir. Onlar derler ki:

 

1- Gün kavramı, Dünya’nın kendi etrafındaki bir tam dönüşünü tamamladığı süreye verilen isimdir. Eğer Güneş ve Dünya yoksa bu anlamda "gün" de yok demektir. Dünya ve Güneş sonradan yaratıldığına göre, ayette zikredilen gün tabiri ile dünya günü kastedilmiş olamaz. O halde devir kastedilmiş olmalıdır.

 

2- Ayrıca Kur’an’ın bazı ayetlerindeki “gün” kavramı ile genel manadaki “vakit” kastedilmiştir.

... وَمَنيُوَلِّهِمْيَوْمَئِذٍدُبُرَهُ  “İşte o (kafirlerle harp edildiği) gün her kim onlara arkasını döndürür (de firar eder)se… (Enfal suresi:16) ayet-i kerimesinde olduğu gibi...

 

Bu ayet-i kerimede zikredilen “gün” ile 24 saatlik zaman dilimi kastedilmemiş olup genel manada “vakit” kastedilmiştir. O halde kainatın altı günde yaratıldığını bildiren ayetlerde geçen “gün” tabiri ile de bildiğimiz “gün” kastedilmiş olmayıp belirli bir vakit, yani bir devir kastedilmiş olabilir.

 

Mezkur ayetlerdeki gün kavramını “devir” olarak izah eden bu alimler de bu devirler hakkında ihtilaf etmişler ve kainatın yaratılışını farklı devirlerle izah etmişlerdir. Ruhu’l-Beyan tefsirinde zikredildiğine göre, Allah-u TealaKadiriyet ve Halikıyet (her şeye gücü yetme ve dilediğini yaratma) sıfatlarıyla gökleri ve yeri icat etmiş; Müdebbiriyet ve Hakimiyet (her işi yerli yerince yapma ve yönetme) vasıflarıyla da onları altı günde yaratmıştır. Bu altı güne ancak altı tür yaratığın yaratılışını hasretmiştir ki bunlar:

 

1) Ervah-ı mücerrede (bedenden soyutlanmış ruhlar).

2) Melekutiyyat (melekütalemine ait varlıklar) ki melekler, cinler, şeytanlar ve göklerin melekutu buna dahildir.

3) Yıldızların, insanın, hayvanın, bitkilerin ve madenlerin nefisleri gibi nefisler (bu varlıkların kendi öz varlıkları).

4) Ecram ki, bunlar latif cisimlerden oluşan besait-ı ulviyedir. Arş, kürsi, gökler, cennet ve cehennem bu kısmın örneklerindendir.

5) Ecsam-ı müfrede ki, bunlar anasır-ı erba’adır. (Su, hava, toprak ve ateşten oluşan dört temel unsurdur).

6) Dört unsurdan bir araya gelen kesif cisimlerdir.

 

İşte Allah-u Teala bunların her birinin yaratılışını bir gün olarak tabir etmiştir. Yoksa zaman manasında bildiğimiz günler, göklerin ve yerin yaratılmasından önce mevcut değildiler. (1)

 

OL EMRİ : Kuran’dan Allah’ın gökleri ve yeri altı devirde (yevm) yarattığını anlıyoruz (bir sonraki başlıkta “altı devir” konusu işlenecektir). Diğer yandan göklerin ve yerin yaratılışı için “Ol” emrinin yeterli olduğu şu ayetlerden anlaşılmaktadır: 44. “Ol demesiyle olur” ifadeleri şu Kuran ayetlerinde geçmektedir: 2-Bakara Suresi 117, 3-Âli İmran Suresi 47 ve 59, 6-Enam Suresi 73, 16-Nahl Suresi 40, 19-Meryem Suresi 35, 36-Yasin Suresi 82, 40-Mümin Suresi 68. -54- 81: Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmaya kadir değil mi? Elbette, O, yaratandır, bilendir. 82: Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri olan “Ol” demesiyle olur.45 Allah’ın “Ol” emrinden, dünyevi süreçte anında var olmayı anlamak için makul bir sebep yoktur. Evren 13,8 milyar yaşındadır ama bu, Allah’ın katında bir “Ol” emrinin karşılığıdır. Einstein’ın izafiyet teorisi ile zamanın mutlak olmadığı, yerçekimi ve hız gibi evren içindeki olgulardan etkilendiği teorik olarak ortaya konulmuş ve sonra deneysel verilerle de bu teori desteklenmiştir.46 Evren içinde bile değişkenliği olan zamanın Allah’ı bağlayıcı bir niteliği olduğu ve Allah’ın zaman içinde beklediği düşünülemez. Bu yüzden “Allah niye bu kadar uzun zaman beklesin ki?” gibi sorular sormak anlamsızdır. “Allah’ın zamanın içinde beklediği” şeklindeki yanlış düşünceler, Allah’ı zamanın yaratıcısı değil de zamana tabi bir varlık olarak gören anlayıştan kaynaklanmaktadır. Böylesi bir anlayışın sahipleri ise Allah’ın uzun süre beklediğini düşünmemek için Allah’ın ya bir anda ya çok kısa sürede oluşları gerçekleştirmesi gerektiği gibi yanlış iddiaları savunabilmektedirler.Kuran’dan, Allah’ın “Ol” emriyle yani irade etmesiyle dilediğinin oluşacağını anlıyoruz. Fakat bu, bahsedilen oluşumların, dünyevi zaman olarak “bir anda” (süreçsiz) gerçekleştiği anlamına gelmez. Allah’ın “Ol” emrinin yani iradesinin, bir şeyin oluşması için yeterli olduğu anlamına gelir. Bazı çevirmenler, Kuran’da geçen “Ol” emirlerinden sonra gelen Arapça “Fe” edatını “Hemen” diye çevirmişler ve çeviri “Ol demesiyle hemen olur” şeklinde yapılmıştır. Kuran’da birçok yerde geçen “Fe” edatlarını incelediğimizde, bu edatların “sonralık, bunun üzerine” anlamlarına geldiğini ve bu edatın geçtiği yerlerin çoğunda bir sürecin mevzubahis olduğunu görürüz. “Fe” edatının, “anında, hemen” anlamına gelen kelimelerle Kuran meallerindeki yanlış çevirileri düzeltilmelidir. Ayetlerde kastedilen Allah’ın “Ol” emrini takiben Allah’ın dileğinin kayıtsız şartsız gerçekleşmesidir.

 

 

3. İDDİA’YA CEVAP

 

Her şeyi çift yarattık. Umulur ki öğüt alırsınız.

Ve minkullişey'inhalaknazevceynileallekumtezekkerun.

 

Bu ifade, şu yeryüzünde belki de şu evrende var olan yaratma kuralını gösteren, akıllara durgunluk verecek bir gerçektir. Çünkü ifade, yaratıklarda çift cinslilik kuralını sadece yeryüzüne özgü kılmıyor. Yaratılışta çift olmak kuralı canlılarda apaçık ortadadır. Ancak ayette geçen "şey" sözcüğü, cansızları da kapsamına alır. Yani bu ifade, canlı varlıklar gibi eşyanın da "çift cinslilik" prensibine göre yaratıldığını işaret etmektedir.  (2) Müfessirler “her şeyden çift çiftyaratma”nın anlamını açıklarken daha çok “gece-gündüz, erkek-dişi, yer-gök, insan-cin, iman-küfür, ay-güneş” gibi karşıtlık örnekleri üzerinde durmuşlardır. Taberî bunu “Cenâb-ı Allah’ın her yarattığının yanı sıra amaç ve işlevi itibariyle ondan farklı bir ikincisini yaratması” şeklinde anlamanın uygun olacağı kanaatindedir. Yine Taberî’nin izahına göre burada esas amaç Yüce Allah’ın yaratma sıfatına dikkat çekmektir. O’nun yaratmasını -meselâ ateşin yakma özelliği gibi- tek sonuçlu olarak algılamamak gerekir, O dilediği her şeyi dilediği biçimde yaratma gücüne sahiptir (Taberi, XXVII/8-9). elektronların "artı ve eksi" yüklü olduğu görüldü. Zaman geçtikçe Kur'an’ın harikalığı daha iyi anlaşılmaktadır. Kur'an’ın bildirdiği şeyler zamanla daha iyi anlaşılacaktır. Bu nedenle henüz bilimin ulaşamadığı gerçekleri hemen inkar etmek asla doğru değildir. Bununla birlikte o, âyetteki “her şey” ifadesinin sadece cinsleri değil fertleri de kapsadığını dikkate alarak, burada dış âlemdekiler ile onların zihindeki formlarının uyumlu eşleşmesiyle tecelli eden idrak olayına da işaret bulunduğu yorumunu yapar; her hangi bir şey hakkında meydana gelen şuur hâdisesinde bu ikiliğin kaçınılmaz olduğunu, bu ikilik içinde birleştirilmeden hiçbir şeyin tasdik edilemeyeceğini, tefekkür ve tezekkürde bulunulamayacağını, âyetin sonunda yer alan “ki inceden inceye düşünesiniz” ifadesinin de bunu desteklediğini belirtir. (bk. Elmalılı Tefsiri, VI/4543-4544.)

Kozmoloji uzmanlarının bildirdiğine göre, "kozmik çorba" döneminden sonra kâinatın temel maddeleri olan atomlar yaratılmıştır. Canlılar gibi çifttir. Meselâ: Bir protonun yaratılması için, bu kadar enerjiyi taşıyan iki fotonun bir araya gelmesi gerekir. Kütle enerjisine sahip iki gama ışınının çarpışması sonunda bir proton, bir de antiproton olmak üzere bir parçacık çifti yaratılır. Proton pozitif, antiproton ise negatif elektrik yüküne sahiptir. Kütlesi ise protonla aynıdır.

Yine atomun çekirdeği dışında iki önemli parçasından biri olan elektonlar da anti maddesi olan pozitronla birlikte, yani çift yaratılmıştır. Müspet ilim, kâinatın temel yapısının “atom” olduğunu, atomun ise eksi ve artı yüklü unsurlardan meydana geldiğini belirtmektedir(a.g.e).

Melekler gibi madde üstü varlıkların yaratılışı nurdan/ışıktan yaratılmıştır. Işıktaki ikili sistem meleklerde de var demektir. Işığı oluşturan parçacıkların yani fotoların kütlesi olmasa da enerji yapısı vardır. Fizik biliminde foton, elektromanyetik alanın kuantumu, ışığın temel "birimi" ve tümel elektromanyetik ışınların kalıbı olan temel parçacıktır. Diğer bütün temel parçacıklar gibi foton da kuantum mekaniği ile yönetilir ve dalga parçacık ikiliği gösterir. Bu durum fotonun hem dalga hem de parçacık özelliğine sahip olduğunu gösterir(Vikipedi). (3)

 

Ayrıca yazıda bahsi geçen zaman konusuna gelirsek «Ezvac» kelimesinden maksat, çeşitler ve sınıflardır. Ragıb, «Ezvac kelimesi zevcin çoğuludur. Karin (yakın) olan iki kişinin her birine zevç denilmektedir» der. Birbirine benzediği veya ters olduğu halde karin olan her şeye zevç denilmektedir. Zaten alem­de ne varsa hepsi zevçtir, Çünkü ya onun bir zıddı veya bir benzeri veya herhangi bir terkibi vardır. (Terkib: Birkaç şeyin karıştırılması ile meydana getirilmek.)

1-    Zıtlık bakımından ele alırsak zamanın durduğu karadelikler evrende vardır. Yani zamanın olmadığı durumlar mevcuttur.

2-   Her şey’inezvacı, bir terkibi vardır dersek bu durumda da Zaman-Hareketin terkibidir biri olmadan diğeri olmaz. /4)

 

Selam Ve Dua İle

4. İDDİA ANTİ-MADDE SADECE TEORİDİR DEYİP ÇÜRÜTÜLMEYE ÇALIŞILMASI  : Çift yaratılışın temelinde belki de anti-madde yatar. Anti Maddeyi ortaya atan PaulDirac bu denklemini paylaşıp paylaşmama konusunda tereddüt yaşadıktan sonra nihayet bulgularını sahiplenmiş ve evrendeki her parçacığın bir ayna görüntüsü olduğu fikriyle ortaya çıkmıştır. Amerikan fizikçi Carl D. Anderson da pozitronları 1932’de deneysel olarak keşfetmiştir. Dirac fizik alanında nobel ödülüne 1933’de kavuşurken, Anderson bu ödülü 1936 yılında almıştır. (5) Bu teori ile Nobel ödülü kazanmıştır Paul Dirac ve teorinin gerçekliği vardır.  (6) Her ortaya atılan bilimsel gerçeğe OLABİLİR dersek bilimin ne anlamı kalır? Matematiğin ne anlamı kalır? O zaman Evrim de sadece OLABİLİR, kütle çekim yasası da sadece OLABİLİR.

 

 

KAYNAKLAR

1 - Ol Emri ve 6 Gün : CANER TASLAMAN – BİR MÜSLÜMAN EVRİMCİ OLABİLİR Mİ? -https://www.risaleajans.com/nur-alemi/dunyanin-alti-gunde-yaratilmasinin-sirri

2       https://sorularlaislamiyet.com/%E2%80%9Cher-seyi-cift-erkek-ve-disi-yarattik%E2%80%9D-ayetine-gore-melekler-de-mi-cift-yaratilmistir

3       https://sorularlaislamiyet.com/dusunup-ibret-alirsiniz-diye-her-seyden-ciftler-yarattik-zariyat-5149-ayetine-gore-atom-bakteri

4       Ali Arslan, Büyük Kuran Tefsiri

5       https://bilimfili.com/antimadde-nedir

6       https://www.kozmikanafor.com/antimadde/