Kesişim (Tevafuk) Argümanı - Onur Kenan Aydoğdu
Bakara Suresi, 153. ayet: Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.
“Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.'' (Matta, 7.Bab. 7-8)
''Kainatta tesadüfe tesadüf edilmez'' - Sokrates
Kesişim Nedir?
Bu yazımda sizlere hayatımızda yaşadığımız ve bize sıradan gelen pek çok olayın arkasında kaçırdığımız anlamların , nedenlerin olduğu ve bu nedenlerin de bizler için aslında çok önemli olduğunu hatta farkedersek Tanrı'nın varlığına dair delil olabileceğini anlatmaya çalışacağım. Açıklamamıza ve delillendirmemize geçmeden önce Kesişim kelimesinin de yerine kullanabileceğimiz Tevafuk kelimesinin tanımına bakalım;
''Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelen İslamî terimdir. Anlamlı ve hikmetli (bilgece) amaçlarla, latîf bir şekilde birbirine yakışan ve birbiriyle ilişkili olan, uygunluk arz ederek bir düzenin varlığını gösteren, kısaca birbirine tevâfuk eden her şey, evrende tesâdüfe yer olmadığını işaret ve ispat eder.''
Gün içinde pek çok olay yaşarız başımıza pek çok şey gelir. Kimi zaman ne yaşadığımıza dikkat bile etmeyiz. Gün içinde birçok insan görürüz, pek çok yerden geçeriz, pek çok ses duyarız... Gün içinde, yaşamımız boyunca pek çok olay içerisindeyiz, peki bu olayların ne kadarına dikkat ederiz? Bizim için önemi olup olmadığını ne kadar düşünürüz? Belki de düşünmediğimiz için kaçırdığımız pek çok fırsat vardır. Fırsatları kaçırmak ya da yakalamak adına olayların, nedenlerin üzerinde düşünmenin önemini şu tarz örneklerle pekiştirebiliriz;
''Posta kutunuza bir çek bırakılıyor ve ertesi gün alınmazsa geri alıncak, her gün posta kutunuzu kontrol eden ve her daim boş gören biri olarak bu seferlik yine boş olacağını umarak kontrol etmiyorsunuz ve çeki kaçırıyorsunuz ya da hiçbir zaman posta kutunuzu kontrol etmeyen birisiniz lakin çekin posta kutunuza konulduğu gün içinizden posta kutusunu kontrol etmek geliyor ve bingo çek sizin...''
Dışardan bir gözle baktığınız zaman olayın anlamlı oluşunu ve şaşılacak olduğunu görürsünüz çünkü kişi fırsatı kaçırdığında her gün kontrol ettiğini lakin kontrol etmediği zamanda , tam da o anda çek olduğunu görürsünüz lakin olayı yaşayan kişi çekin olduğu zaman kontrol etmediği farketmezse durumu kavramayacaktır ya da hiçbir zaman kutusunu kontrol etmeyen kişinin kutusunu kontrol ettiği anda çeki bulmasına yine şaşırırız lakin kişi daha önceden posta kutusunu hiç kontrol etmediğinin farkında olmazsa olayın anlamlılığına yine vakıf olamayacaktır. Yani olayın anlamlı oluşunu eylemlerimiz ve nedenler üzerine düşünürsek ancak o zaman vakıf olabiliriz. Bunu daha iyi anlamak için biraz daha örnek vermek istiyorum;
'' Çok istediğiniz bir telefon var, ne zamandır almak istiyorsunuz, o gün bu gün derken bir gün almak için mağazaya gidiyorsunuz ve görevli size telefonun tam da bugünden sonra tükeneceğinin ve de daha satılmayacağını söylüyor. Yani tam zamanında ordasınız.''
Yine olaylara ve nedenlere dışardan bir gözle bakınca ne kadar şaşırtıcı olduğunu anlayabiliriz. Bu zamana kadar erteledi tekrar erteleseydi kaçıracaktı lakin tam zamanında oradaydı. Lakin kişi bu zamana kadar ertelediğinin ve de sonrasında tekrar ertelese telefonu kaçıracağının farkına varmayıp da sanki her gün telefon alıyor her daim telefon oradaymış gibi davranırsa bu olayın anlamına vakıf olamayacaktır. Bu yüzden Kesişimlerin yaşanabilmesi için kişilerin ilk önce yaşadıkları olayların ve nedenlerin üzerine düşünmesi gerekir.
Diğer bir önemli olan kesişimlerin anlamlı olması. Olayların ve nedenlerin üzerine düşündüğünüz zaman anlamlı olması gerekir ki kesişimin önemi olsun. İlk verdiğimiz örneğe gelirsek eğer kontrol etmediğiniz gün çek olmasa ya da kontrol ettiğiniz zaman çek olmasa bir önemi kalmazdı. Yani her gün kutunuzu kontrol ettiniz bir gün kontrol etmediniz ve o gün kutu zaten boştu ya da hiçbir zaman kontrol etmediniz bir kez kontrol ettiniz o gün kutu boştu yine önemi olmaz. Her zaman kontrol edip kontrol etmediğinizde çekin olması ya da hiçbir zaman kontrol etmeyip kontrol ettiğinizde çekin olması anlamlıdır.
Ve de en önemlisi tabiki kesişim/Tevafuk olması. Birbirinden iki bağımsız olayın çakışması, denk gelmesi gerçekleşirse ancak kesişimden bahsedebiliriz. Birinci örneğimizde posta kutusu ile çek arasındaki kesişim , ikinci örnekte telefonu almak için gitmeniz ile telefonun ne zaman tükeneceği arasındaki kesişim.
Bu zamana kadar anlattıklarımızı bir örnekle daha özetleyelim;
'' Yolda yürüyorsunuz bir adım daha atacakken atmayıp tam arkanıza dönmeyi tercih ediyorsunuz ve de o anda tam adım atacağınız yere saksı düşüyor. Kurtuldunuz!''
Eğer bir adım daha atmadığınızın , arkanızı döndüğünüzün farkınıza varmazsanız, saksı olmasa da olduğunuz gibi devam etseniz ve de saksı ve adım atmanız arasında denk gelme olmazsa kesişim olmaz. Siz adım atmadığınızın farkına varıp, adım atsanız saksının düşeceğini, ve de saksının düşmesinden adım atmamanız ile kurtulduğunuzu anlarsanız o zaman bu kesişimdir yani tevafuktur.
Bu yazıyı okuyana kadar pek çoğunuz hayatınızdaki olaylara dikkat etmedi, üzerine düşünmedi lakin bu yazıyı okuduktan sonra hayatınız ve yaşadığınız olaylar üzerine düşününce aslında pek çok kesişim yaşadığınızın farkına vardınız ve de varacaksınız..
Kesişimler bize ne anlatır?
Kesişimlerin olması , bize olayların tesadüfen gerçekleşmediğini, anlamsız olmadığını, plansız, amaçsız olmadığını gösterir. Ve bunu aslında sıradan, anlamsız, raslantı olarak düşündüğümüz en küçük olaylardan bile karşımıza çıkarak yapar. Mesela şuan bu yazıyı okurken bu yazıyı okumanızın sizin için sıradan , anlamsız, amaçsız olduğunu düşünebilirsiniz lakin üzerine düşünseniz acaba da böyle midir?
Kesişimlerin bize neler kazandırdığını anlamak için yine analojiler üzerinden gidelim;
''Akşam internetten bir kitap baktınız ve çok beğendiniz. Lakin almak için paranız yoktu. Yarın okulunuz vardı, uyudunuz yarın okula gittiniz ve sıranızın üzerinde dün gece baktığınız ve de beğendiğiniz kitap.''
Şaşırır mısınız? Arkasında bir sebep arar mısınız? Eğer insansanız şaşırmamanızın ve de arkasında bir neden aramamanızın imkanı yok. Hemen birinin sizi izlediğini ,IP adresinize ulaşıldığını filan düşünürsünüz. Belki siz uyuduktan sonra anneniz telefonunuzun son sekmelerine baktı ve beğendiğinizi kitabı alıp sıranıza koyması için arkadaşınıza verdi vb. Her ne neden düşünürseniz düşünün bu olayın nedensiz, sıradan, anlamsız, öylesine, tesadüf olduğunu düşünmezsiniz. Arkasında bir neden,amaç,anlam ararsınız. O zaman Kesişimler için şunları diyebiliriz;
1- Tesadüfleri ortadan kaldırır olaylarda neden aramamızı sağlar
2- Olaylara anlam yükler
3- Amaçlılık, gaye barındırır
.
.
.
.
Kesişim Örnekleri
Argümanı anlamak için daha çok örnek vermemiz daha iyi olacaktır ki örnek verdikçe siz de kesişimi daha iyi anlayacak hatta kendi örneklerinizin farkına varacaksınız.
Yazımızın giriş kısmında koyduğumuz Tanrı ile Sohbet, Conversations with God filminden alınmış kesitte belirtildiği gibi tam birini arayacağınız sırada o kişiyi avizeyi kaldırdığınızda hatta bulmak, ya da radyoda çalan şarkının tam da o anda size hitap etmesi bunların hepsi kesişimdir. Alıntı yaptığımız filmi izlemenizi mutlaka tavsiye ederim çünkü filmi izlerseniz söylediklerimi daha iyi anlayacaksınız. Çünkü filmde pek çok kesişim geçmekte. Size birini örnek vereceğim.
Neale isimli adamımız evsiz kalıyor, bir gün çadırında yatarken uyanınca gözü başının altındaki gazeteye ilişiyor ve radyoda eleman arandığına dair bir iş ilanı görüyor. Ve hemen ankesörlü telefondan iş yerini arıyor. İş yerindeki kişiye iş ilanından bahsedince görüştüğü kişi bu ilanın 2 hafta sonra çıkacağını bunu nerden bildiğini soruyor Neale sonrasında gazeteye bakınca gazetenin çok çok eski yıllardan kaldığını fark ediyor.
1.Kesişim; Gazete çok eski olmasına rağmen ve yeni iş ilanı daha duyurulmamışken tam o gün gazeteye dikkat ediyor ve iş için arıyor. Evsizsiniz iş arıyorsunuz, bu zamana kadar bulamadınız ve bir gün uyandığınızda eski bir ilan size duyurusu yapılmamış bir işe denk gelmesini sağlıyor. İşte Kesişim!
Tabi Neale evsiz olduğundan bahsetmiyor ve aramaları için ankesörlü telefonun numarasını veriyor. Ve de aradıklarında açabilmek için telefonun başında bekliyor. Bir ara lavaboya gidiyor ve döndüğünde yol çalışması başlamış. İş görüşmesi için ne ortam ama değil mi? Kompresör çalışıyor ki bir de aman aman, işçilere derdini anlatmaya çalışırken ara vermelerini isterken (Sizce belediye işçileri evsiz bir adam iş için telefon kulübesi başında beklesin diye işlerini bırakır mı?) tam o sırada telefon çalıyor ve tam da o sırada kompresör bozuluyor ve kompresör telefonu kapatana kadar da bir daha çalışmıyor , kapattıktan sonra çalışıyor, İşte Kesişim!
Gelin benden dinlediğinizi bir de izleyin;
Kesişimlere başka bir filmden , Ben Efsaneyim ( I am Legend) Filminden devam edelim. Bu sefer görüntülerle birlikte açıklaya açıklaya gideceğiz. (Anlattıklarımı daha iyi anlamak için filmi izlemeniz daha iyi olur.)
1- Robert Neville'nın kızı ''bak bi kelebek'' diyor
2- Robert Neville belki bir ümit yaşayan vardır diye her gün her frekanstan yayın yapıyor, yardım çağrısı bırakıyor ve limanda öğle saatinde belki gelen olur diye bekliyor.
3- Robert Neville'nın kızı tekrardan ''baba bak bi kelebek yaptım'' diyor
4- Robert Neville tek arkadaşı olan köpeğini kaybettiği için intihar etmeye kalkışıyor ve tam zombiler tarafından öldürülecekten biri gelip tam da o anda onu kurtarıyor. (Daha iyi anlamak için filmin tamamını izleyiniz.)
5- Neville'ı kurtaran Anna ona kendisi ile kurtulanların kolonisine gelmesini söyler. Neville ısrarla kurtulanlar yok der ve nereden bildiğini sorar Anna da ''Tanrı söyledi, bir planı var'' der. Anna ''bir şey telsizi açmamı ve burayı gelmemi söyledi'' der. Ve Neville ''Ben buraya gelmeni söyledim'' der. Burada dinsizliğin körlüğünü çok iyi yansıtmışlar çünkü adam gerçeği ısrarla göremiyor. Eğer kadın telsiz açmasaydı istediği kadar gelinmesini söylesin ne önemi var? Çağrıyı alabilmesi için telsizi açması gerekirdi ve önemli olan ona telsizi ne açtırdı? Anna Nevile'a dün gece kendisini öldürmeyi çalıştığını ve onu kurtarmak için TAM ZAMANINDA orada olduğunu hatırlatır lakin Neville halen daha körlük peşindedir. Anna Tanrı'nın planını dinlersek duyabiliriz der ve Neville kendilerinin sebep olduğu salgının faturasını Tanrı'ya keserek körlüğüne ve isyanına devam eder.
6- Konuşmadan sonra saldırıya uğrarlar ve de laboratuvara saklanırlar. O zamana kadar binlerce çalışma yapmış ve başarısız olmuş Neville daha önceden ümidi kestiği deneğin tam o anda tedaviye yanıt verdiğini görür. Neville bir ümit ''Ben sizi kurtarabilirim'' diye zombilere sesleniyor ama nafile. Zombilerin başı camı kırmaya çalışıyor. Camın kırılma şekli tam da KELEBEK halini alıyor. O anda Neville kızının ''Baba bak bi kelebek'' sesini duyuyor ve dönüp Anna'ya baktığı zaman boynunda bir kelebek dövmesi olduğunu görüyor. Sonra tedavi için gerekli olan örneği alıp Anna'ya veriyor ''Sanırım bunun için geldin'' diyor ve gizli geçitten gitmelerini istiyor , kendisinin kalarak onları önleyeceğini söylüyor. Anna ne yapıyorsun deyince de ''Dinliyorum.'' diyor.
7- Ve kurtulanların kolonisi gerçekten var.
Kızı sürekli baba bak bir kelebek diyor, elleriyle çıkardıkları salgından sonra neredeyse kimse kalmıyor ve bir ümit biri vardır diye her gün yayın yapıyor. Tam da intihar ettiği gün intihara kalkıştığı saatte Kadın geliyor ve onu kurtarıyor. Kadın kurtulanların olduğunu söylüyor ve o zamana kadar hiçbir tedavi bulamayan Neville o gün tedaviyi buluyor, camda kelebek çatlağı oluyor , kızının sesini kulağında duyup kadına baktığında boynunda kelebek dövmesi görüyor....
Böyle bir olayın nedensiz, amaçsız, anlamsız, öylesine olduğu söylenebilir mi? Halbuki her gün buna benzer pek çok kesişim yaşıyoruz. Ama üzerine düşünüyor muyuz?
''Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek geçerler.'' (Yusuf Suresi, 105)
Şimdi de gerçekten hayatta bizzat yaşanmış kesişimler üzerinden örneklemeler yapalım;
Analitik Psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung, ileride şizofreni olarak tanımlanacak daha önce hiçbir eğitim almamış bir hastası hakkında anısını şöyle anlatıyor. Hastanın odasına gidiyor hasta Jungı yanına çağırıyor ve ona şöyle diyor; "Yukarı bakın, Güneşe bakın , bakın nasıl hareket ediyor, Kafanızı sağa sola hareket ettirmelisiniz , o zaman Güneşin fallusunu göreceksiniz. Rüzgarın kaynağı işte odur"
Jung, hiçbir şey anlamamış ve doğal olarak deli işte demişti. Jung ne kadar deli dese de vaka aklında yer etmişti. Jung 4 sene sonra bir yazıyla karşılaşıyor, yazı Alman Tarihçi Dieterich e ait, Yüce Parisli'nin Büyü Papirüslerinin bir parçası olan Mithra ayini ile uğraşıyordu, Dieterich ayinin bir kısmını çözümlemişti, ve ayin kabaca şöyleydi; "İkinci duadan sonra güneşin diskinin nasıl açıldığını göreceksiniz, tünelden nasıl sarktığını göreceksiniz, ki bu rüzgarın kaynağıdır , bunun için Kafanızı sağa sola hareket ettirmelisiniz. "
Jung kendisine yöneltilen " Peki hastanızın başkasının kendisine anlattığı şeyi bilinçsizce tekrar etmediğine nasıl emin olabilirdiniz?" sorusuna şöyle cevap veriyor; - Çünkü bu olasılık dışı , bu şey bilinmiyordu. Paristeki bir büyü papirüsüydü. Ve yayımlanmamıştı bile. Hastamla o deneyimi yaşadıktan 4 yıl sonra yayınlandı. Gelin bir de kendisinden dinleyelim;
Bir başka kesişim örneğini de tanıdığım bir kişiden vermek istiyorum aslında ben onu da bu kesişiminden sonra tanıdım. Benim bir takipçim bu kişiye din felsefesiyle alakalı bir şeylerden bahsediyor. Şunları şunları araştırmasını söylüyor. O kişi de araştırırken başına şöyle bir şey geliyor;
Kendisi şöyle paylaşım yapmıştı;
''Gece yarısı felsefe araştırmaları
Tam Ateizmin argümanlarına bakarken ve biraz su içmek istediğimde, kağıdıma bir su damlası düştü ve bütün bir cümleyi “Neden neredeyse kesinlikle Tanrı yok”dan “Neden neredeyse kesinlikle Tanrı var”a çevirdi.
Bu küçük kazayı güzel buldum ve yakalamak istedim''
Din felsefesi ile alakalı araştırma yapmanız tavsiye ediliyor ve siz “Neden neredeyse kesinlikle Tanrı yok” yazdığınız kağıda su içerken bir damla düşürüyorsunuz ve de cümle “Neden neredeyse kesinlikle Tanrı var” a dönüyor.
En'am Suresi, 50. ayet: De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"
Şimdi bir diğer kesişim örneğini Müslüman oluş hikayesini anlatan Avusturyalı gençten dinleyelim;
Kesişimlere son günlerde gördüğüm ve konu ile alakalı mükemmel uyumlu olan şu twettleri de örnek vermek istiyorum;
Yunus Suresi, 3. ayet: Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?
Bir örnek de kendimin yaşadığı sınırsız kesişimlerden birini vermek istiyorum. Bir günün akşamı Gödelin ontolojik argümanı ile araştırma yapıyordum aynı zamanda agnostisizm üzerine de araştırma yapıyordum. Sabahleyin bir takipçimden agnostik birinin Gödel'in ontolojik argüman hakkında iddialarına dair söylediklerinden bahseden bir mesaj aldım. Mesajın içinde bir link vardı, linki açtım ve iddianın ilgili kısmına baktım, iddianın ilgili kaynağını (8.Kaynaktı) internette bulamadım ben de ilmine güvendiğim ve de ontolojik argümanlar konusunda bilgili olan bir abime bu kaynak hakkında danıştım. Ben sorar sormaz hemen kaynağı bana attı ve şuanda onu okumakta olduğunu söyledi...
Bunlar günümüzde yaşadığımız pek çok kesişimden birkaçı, halbuki çoğumuz hayatımız ve olaylar üzerinde düşünmediğimiz için bu kesişimleri farkedemiyoruz. Aramadığımız için bulamıyoruz. Aradığımız zaman bulabiliyorsak bu birinin arandığı zaman bulunmasını istediğinden dolayıdır. Eğer ararsanız, olaylar üzerine düşünürseniz Allah'ın arayan kulları için koyduğu ipuçlarını bulacaksınız. Bu Allah'ın kullarına olan vaadidir.
''Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?'' (Fussilet Suresi, 53)
Kesişim (Tevafuk) Argümanı
Kesişimler neden ve nasıl var? Bunu ne ile açıklarız? Tesadüf mü? Yoksa Kasıt mı? Yazımızın bu kısmına kadar yaptığımız gibi yine örnekler üzerinde anlamaya çalışalım.
İnternette herhangi bir şeyi araştırdığınızda bu şey ile alakalı önünüze pek çok kez reklam çıktığına şahit olmuşsunuzdur. Pek çok kişi buna şaşırmaz çünkü verilerimizin paylaşıldığının farkındayızdır. Arkasında bir sebebin olduğunu bildiğimiz için böylesine bir şeyin denk gelmesine şaşırmayız. Peki ya öyle olmasaydı? Yani arkasında bir sebebin olduğunu bilmeseydik bir sebep arar mıydık? Örneğin verilerimizin paylaşıldığını bildiğimiz teknolojik aletler üzerinden değil de teknolojik aletlerin veri alamayacağı bir ortamda, arkadaşınızla evinizde kahve içerken bahsettiğiniz bir ürünün bahsettikten birkaç dakika sonra kapının önünde olduğunu görseniz? Böyle bir şeye şaşırır mıydınız? Arkasında bir sebep arar mıydınız? Sanıyorum ki aklı başında her makul insan böyle şeyler karşısında kayıtsız kalamaz, tüyleri diken diken olur ve bu nasıl oldu diye düşünür. O zaman şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki kesişimler açıklanmaya muhtaçtır ve sebepsiz yere değildir. O zaman öncüllerimize şöyle başlayabiliriz;
1- Kesişimler vardır.
2- Kesişimler açıklanmaya muhtaçtır ve sebepsiz yere değildir.
Peki , kesişimler var ve tesadüf olmayıp açıklamaya muhtaç ise kesişimler nasıl var? Biz burada kesişimlerin Tanrı'nın eseri ve kanıtı olduğunu iddia edeceğiz.
Her şeyden önce şunu biliriz ki Tanrı varsa zaten tesadüflere yer olmayacaktır ve olaylar gayesel bir biçimde gerçekleşecektir. Hele ki Tanrı hayata müdahil olan, insanları imtihan eden, insanlara varlığının delillerini gösteren hatta bunu vaad eden bir Tanrı ise Kesişim olarak bahsettiğimiz olayların olması muhtemel ve rasyoneldir. Yazımızda İncil ve Kuran'dan alıntıladığımız şu bölümleri inceleyelim;
“Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.'' (Matta, 7.Bab. 7-8)
''Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?'' (Fussilet Suresi, 53)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Tanrı , insanlara varlığının delillerini göstereceğini ve onların da ararlarsa bu delilleri bulabileceklerini söylemektedir. Kurani Kerim'de pek çok ayette de insanların bu delillerden habersiz olduğu ve yüz çevirdiği de bildirilmektedir. Örneğin Yusuf suresinden yukarı da alıntıladığımız şu ayet olduğu gibi;
''Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek geçerler.'' (Yusuf Suresi, 105)
O zaman şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Tanrı varsa bize varlığını bildirecektir, varlığını bulmanın yollarını açacaktır. Buraya kadar bahsettiğimiz gibi Kesişimleri , hem tesadüf olmaması , anlamlı , şaşırtıcı olması bakımından hem de bizzat bizim Tanrıyı arayış sürecimizde de gerçekleşebilmesinden dolayı Tanrı'nın varlığını gösteren , O'na ulaşmamızı sağlayan olgular olarak değerlendirebiliriz. O zaman Tanrı varsa kesişimlerin var olması da muhtemeldir ve rasyoneldir.
O zaman argümanımızı şöyle kurabiliriz;
1- Kesişimler vardır.
2- Kesişimler açıklanmaya muhtaçtır ve sebepsiz yere değildir.
3- Tanrı varsa Kesişimlerin var olması muhtemel ve rasyoneldir.
4- O halde Tanrı vardır.
Tanrı'yı arayan hayatındaki ipuçlarına baksın...
(Zamanla güncellenecektir.)